Chapter 5

17.7K 807 341
                                    

Brian'ın okula başlamasından bu yana iki koca hafta geçmişti. Bu süre içerisinde evde ve okulda süregelen düzen kendi kendine oluşmuştu. Brian babamın yanındayken yerde oturuyor, izin alarak konuşuyor, yanlış bir şeyi tekrarladığında 'sözde' cezamı almak için yukarıya çıkıyor, yanına gitmemi bekliyordu. Ona zor anlar yaşatmıyor değildim. Demek istediğim en ufak hatasında dominant bir tavır sergileyip evde misafir bile olsa onu küçük düşürebiliyordum.

Bunu yapmamım altında elbet bir sebep vardı. Durduk yere onunla uğraşacak değildim. O da okul sınırları içerisinde elinden geleni ardına koymuyordu. Öyle ki basketbol maçları ve grupça izlediğimiz filmler sırasında beni zora sokacak yorumlar yapmakla kalmıyor, herkesin bir kere o yönde düşünse anlayabileceği imalarda bulunuyordu.

Anlayacağınız ne o ne de ben birbirimizle uğraşmaktan vazgeçmiştik.

Günler, aynı sıradanlıkta devam ederken haftasonunda, bunu değiştirecek olan olay gerçekleşmişti.

Brian ile gün içinde grupça gittiğimiz mekanların dışında eski bir alışkanlık olarak haftanın en az üç günü gece o uyurken dışarı çıkıyordum. Okul olduğu için öğlen başlayan dersler ve hafta sonları gitmek uykusuz kalmamı bir nevi önlüyordu.

Yine bir cumartesi günü bara gittiğimde eve bir erkekle dönmüştüm. Uzun zamandır renkli sayılamayacak cinsel hayatım için bu, gerekli bir adımdı. Çocuk benden en fazla bir ya da iki yaş büyüktü. Sarı saçları kahve gözleri ve kaslı sayılamayacak uzun ince bedeni beni ona çeken etkenlerdi.

Eve birini getireceksem, her zaman arka kapıdan girer sabahın erken saatlerinde partnerimin evden çıkmasını sağlardım. Babamın bir erkekle birlikte olduğum düşüncesine alışmasının zorluğu bir yana evimiz oldukça merkezi bir yere konumlanmıştı. Olası bir problemi göze alamazdım.

O gece sabahın erken saatlerinde, güneş ışıkları odayı yeni aydınlatmaya başlarken adının Nick olduğunu öğrendiğim seks partnerim ile son yarım saattir yaptığımız gibi uyuyorduk. Evet, çoğu kişinin aksine seks bittikten sonra parayı verip evden çıkmalarını sağlamazdım. Yabancı da olsa bedenimi henüz paylaştığım biriyle uyumak, benim için önemliydi.

Başımın arkasında birleştirdiğim ellerimi Nick'in göğsümde duran başını kaldırmak için kullandım. Yataktan kalkıp kısa bir duş aldıktan sonra üzerime yeni iç çamaşırını ve eşofmanı geçirdim.

''Hey, Nick.'' Bir yandan gece çıkardığım kot pantolonun cebindeki cüzdanımı bulmaya çalışıyordum.

Yattığı yerde pozisyonunu değiştirip homurtular çıkarmaya devam ettiğinde bir kez daha ismini seslendim.

Yataktan nihayet kalktığında dağılmış saçlarını eliyle düzeltti ve yerden topladığı giysilerini giymeye başladı. Yanına gidip elimdeki para destesini eline verdiğimde bana göz kırptı ve ''Gece için teşekkürler.'' dedi.

Eh, itiraf etmeliyim benim için de güzel geçen bir gece olmuştu. Partnerlerimi sadece güzel yüzü için seçmezdim. Davranış benim için yakışıklı olması kadar önemli bir şeydi. Beni sıkboğaz eden ya da istemediği halde her şeyi yapabileceğini söyleyecek potansiyeldeki insanlar tercihlerim arasında olmazdı.

Odadan birlikte çıktığımızda hala esnemeye devam ediyordum. Bugün yapacak daha iyi bir şeyim olsa bile zamanımı uyumakla geçirecektim.

''Vay canına.''

Nick'e baktığımda gözleri ileride bir noktaya kilitlenmişti. Gözlerini takip ettiğimde merdivenlerin bittiği yerde kollarını göğsünde birleştirmiş vücudunu duvara yaslamış bizi izleyen Brian'ı gördüm. Yüzündeki ifadesizlikten bir anlam çıkarmaya çalışsam da umursamamayı tercih ederek Nick'i sırtından tutarak merdivenlere doğru yönlendirdim.

The Love You Have In YouWhere stories live. Discover now