Part-38

661 51 43
                                    

Şarkı= Wildest Dreams

"Sana da iyi geceler bebeğim." dedi ve kapıyı kapatıp evden çıktı. Ben de banyoya girdim ve kısa bir duş alıp çıktım. Üzerime pijamamı geçirirken bir anda gök gürledi ve bu, benim yerimden sıçramama yetmişti.

Giyinmeme devam ederken ardarda gelen şimşek ile gök gürültüsü yıldırımın çok yakınlarda bir yere düştüğünün göstergesiydi. Işığı kapattım ve yatağıma girdim. Bir defa daha şimşek ile gök gürültüsü ardı ardına geldi.

"Kim sana en üst kattan daire al dedi ki?" dedim kendi kendime. Gözlerimi kapattıkça aklıma o görüntüler geliyordu.

Yanağımdan yastığıma düşen damlayla ağladığımı farkettim. Hızlıca oturur pozisyona geldim ve yastığımı fırlatıp "Lanet olsun!" diye bağırdım. Seslice ağlamama engel olamadım ve ellerimle yüzümü kapattım. "Binlerce kez lanet olsun!"

"Neden? Ben size ne yapmıştım ki?!" diye bağırmaya devam ettim. Yüzümdeki gözyaşlarını sildim ve aklımdaki o görüntünün beynimi daha çok işgal etmesine izin vermeden evden çıktım ve Harry'nin kapısını hıçkırıklarımın eşliğinde tıklattım.

Harry kapıyı açtıktan sonra beni şok olmuşçasına süzüp beni kendine çekti ve bana sarıldı. "H-h-harry." Çok kötü ağlıyordum. Gözyaşlarım hıçkırışlarım içerisinde kayboluyordu. Harry beni içeriye aldı ve koltuğa oturttu. O da yanıma otururken bana döndü.

"Tiff sana ne oldu?" Hıçkırıklarım arasında konuşamıyordum. (Matematikten 70 aldığımı öğrendikten sonra ben de böyle ağlıyordum. Hocamız beni sınıftan çıkartıp ne olduğunu sormuştu ama ben konuşamıyordum bile. O kadar kötü ağlıyordum ki...)

"Lanet olsun!" Diye bağırdım sesimin çıkabildiği kadar güçlükle. Harry ise beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Beni kendine çekti ve sarılırken saçımla oynamaya başladı. "Neden bu kadar kötü ağlıyorsun Tiff? Birisi sana bir şey mi yaptı?"

"O-onla-r b-benden," nefesimi bırakıp tekrar nefes aldım. "ne i-i-istiyor-lardı Har-ry?"

"Kimler senden ne istiyordu? Konuşamıyorsan kendini zorlama Tiff. Daha sonra anlatırsın."

Kafamı 'Tamam' anlamında salladım ve ağlamaya devam ettim. Harry bir şeyler mırıldanıyordu.

"Korkma meleğim. Ben yanındayım."

"Tiff, hatırlıyor musun? Biz daha hiç görüşmemişken, sen uyuyamıyordun. Ben sana 'Keşke yanında olup sana ninni söyleyebilseydim.' demiştim. Söylememi ister misin?"

"Kapa çeneni Harry. Komik değil."

"Peki o zaman, sana başka bir şarkı söyleyeceğim. Bu seni sakinleştirir." dedi ve kulağıma şarkı sözlerini fısıldadı.

"Your hand fits in mine like it's made just for me
Ellerin sanki benimkiler için yapılmış gibi ellerime uyuyor
But bear this in mind, it was meant to be
ama bunu aklında tut, anlamı böyle
And I'm joining up the dots, with the freckles on your cheeks
ve yanaklarındaki çillerin noktalarını birleştiriyorum
And it all makes sense to me
ve hepsi benim için anlamlı

I know you've never loved the crinkles by your eyes when you smile
Biliyorum gülümsediğinde göz kenarlarında oluşan kırışıklıkları sevmiyorsun
You've never loved your stomach or your thighs
karnını ve uyluk kemiğini sevmiyorsun
The dimples in your back at the bottom of your spine
Sırtında omurganın altındaki gamzeleri sevmiyorsun
But i'll love them endlessly
ama ben onları sonsuza dek seveceğim

I won't let these little things slip out of my mouth
Bu küçük şeylerin ağzımdan kaçmasına izin vermeyeceğim
But if I do, it's you, oh it's you
ama eğer kaçarsa, bu sensin, sensin
They add up to, i'm in love with you
Sende sevdiklerimin birer parçası
And all these little things
tüm bu küçük şeyler

Whatsapp |Haylor Swyles|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin