Part-31

613 64 26
                                    

Yanıma gelindiğini hissetmiştim. Ona bakmıyordum. Omzuma dokundu. "Sizinle bir şey konuşmak istiyorum." Kafamı korkuyla kaldırdım. Korkmam saçmaydı aslında. Yüzü o kadar düzdü ki, hiçbir anlam çıkarmıyordum.

"Evet?" dedim ve yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Beni arayan kişi siz miydiniz? Ve Whatsapp'tan mesaj atan..." Ölüm, bekle beni. Ben geliyorum!

"Imm," Dedim ve elimdeki çatalı bıraktım. "Ne aramasından bahsediyorsunuz?"

"Siz ... numarasını aradınız mı? Onu söyleseniz yeter."

"Bilmiyorum, ne söylediğimi söyler misiniz?" Nedenini bilmiyordum, sadece öğrenmek istiyordum.

"Ahh," diye iç geçirdi. "Bana, benden nefret ettiğini söylemiştin." Yutkundum.

"Evet, bendim." Bu lanet kelimeler ağzımdan dökülürken yeşil gözleriyle masumca bana bakıyordu.

"Peki, neden bana öyle dedin?" Barbara Harry'e seslenince Harry ona 'bir dakika' anlamında işaret parmağını gösterdi.

"Sen beni saf mı sandın Harry? Sen bana söz vermiştin. Beni bekleyecektin."

"Senin kim olduğunu bile bilmiyorum."

"Masumu oynama Harry. Buraya senin için geldim. Ben senin isteğin üzerine 1 yıl hapishanede yattım biliyor musun? Sırf beni sev diye. Ve beni sevdiğini söyledin. Bekleyeceğini. Ama şimdi görüyorum ki yeni nişanlınla çok mutlusun!" Ayağa kalktım ve giderken Harry kolumdan tuttu.

"Bak, açıklayabilirim."

"Sen git nişanlına açıkla. Hem orada seni bekliyor. Birbirinizi yiyeceksinizdir!"

"Saçmalamayı keser misin?"

"Saçma değil bunlar! Bana yalan söyledin!"

"Harry!" diye bağırdı Barbara.

"Bir dakika daha lütfen!" (Sınavlardan lütfen hocam 1 dakika daha der gibi oldu) Barbara ayağını yere vura vura yanımıza geldi.

"Bu kim Hazza?" Hazza.... Keserim kızım seni!

"Birisi değil Bar. Geliyorum lütfen bekle."

"Ben sizi rahat bırakayım. Rahat rahat sevişirsiniz!" Kolumu tutan elinden kurtulmaya çalıştım.

"Sen ne dediğini sanıyorsun!"

"Bıraksana beni! Umrumda değilsiniz! Yapacaklarınız da siz de!"

"Sen çok olmaya başladın ha!" (Çok komik oldu ama jdjdsj) Üstüme yürüdü.

"Bar, boşver onu." Kolumu bıraktı. Gitmeye kalkıştım ama bu sefer Barbara tuttu.

"Sen kimsin? Neden hayatımıza karışıyorsun?" Bunu söylemeliydim.

"Bar, hafıza kaybı geçirdiğimde unutmuşumdur." (Tebrikler Harreh_Cupcake Yorumunu okuduğumda anladığın için mutlu olmuştum)

"Hafıza kaybı mı?" Şaşırmıştım.

"Evet, şimdi anlatmak istediğimi anladın mı?" Bar onun kolundan çekiştirdi ve giderlerken Harry bana döndü ve ağzıyla 'Whatsapp'a gir' dedi. Ben de 'Ne zaman?' diye ağzımı oynattım. Eliyle 3'ü gösterdi. 'Gece üçte'. Ben de 'Tamam' anlamında kafamı salladım. Ve onların gitmesini izledim...

Whatsapp |Haylor Swyles|Where stories live. Discover now