Part-19

880 76 29
                                    

Telefonumu sinirle cebime koydum ve arabama binip sürmeye başladım. Şoför falan yoktu, sadece ben ve sinirden kabarmış damarlarım vardı. O da benim bir parçama giriyordu ama, neyse. Tiff'in evine geldiğimde arabayı park ettim ve Tiff'i aradım. Eğer o 'Tiff'in sevgilisi' yanındaysa kötü şeylere engel olamayacağım için önce aramayı tercih ettim.

"Tiff o hala evinde mi?"

"Hayır Harry. Ona bir şey yapmayacaksın değil mi?"

"Ben, benden önce senin ona bir şeyler yapacağını tahmin etmiştim."

"Neden bahsediyorsun?"

"Yani birisi benim telefonumu alıp telefonumdaki senin fotoğraflarını silmeye kalkışsa onun ağzını burnunu yamulturdum."

"Ama ben sen değilim Hazza." Bu hoşuma gitmişti.

"İşte, o büyük fark da bu zaten. Sen benim gibi sevemiyorsun."

"Emin ol, ben seni daha çok seviyorum."

"O zaman beni bırakıp nasıl ona gitmeyi becerdin Tiff? Ha?"

"Senin beni bırakacağından emindim. Daha fazla uzatmak istemedim."

"Tiff sen ne saçmalıyorsun? Ne bırakması? Seni deli gibi severken mi?"

"Barbara'yı da deli gibi seviyordun?"

"Sen bunu nereden salladın? Onu bu kadar çok sevseydim benden ayrılmasına izin vermezdim."

"Senin onu aldattığını söylüyor."

"Artık Barbara'dan bahsetmeyi kesebilir miyiz?

"Hayır kesemeyiz!"

"Evet kesebiliriz!" dedim ve telefonu kapattım. Derin bir iç çekip arabadan indim. Tiff'in hala arka bahçede olabilme umuduyla arka bahçeye ilerledim. Evet, o arka bahçedeydi. Ama yalnız değidli; yanında sevgilisi de vardı...

---Arkiler üzgünüm dün paylaşamadım çünkü bilgisayar müsait değildi. Bölüm kısa diye endilşelenmeyin; en kısa zamanda bir tane daha geliyor!

Whatsapp |Haylor Swyles|Where stories live. Discover now