4.6

51 13 7
                                    

"Bu konu kapalı kalacak Morgana. Camelot'a döndüğümüz zaman konuşacağız. Senin büyünü de, onun büyüsünü de uzun uzun konuşacağız. O zamana dek burada kapandı. Normal davran ve belli etme."

Arthur'un dediklerini kafasıyla onaylayan Morgana konuşabileceğini pek düşünmüyordu zaten.

İkili kendi çadırlarına geçtiler. Gece vakti çadırından ayrılan Merlin'i takip ettiklerine şükretmeleri mi yoksa pişman mı olmaları gerektiğinden emin değillerdi.

Bildikleri belki de tek bir şey vardı.

Önlerindeki yol çok uzun ve zorluydu...

Arthur öğrendiklerinin üstünden iki gün geçmesine rağmen Morgana ile konuşmamıştı. Merlin ile konuşmamıştı. İki gün boyunca odasından çıkmamıştı genç kral. Ne düşünmesi gerektiğinden bile emin değildi.

Emrys, sen dünya üzerinde bulunan en güçlü büyücüsün, ölümsüzsün ama her şeye rağmen insansın.

En yakın arkadaşı olarak  gördüğü kişi... En güçlü büyücü? Gerçekten Merlin'den mi bahsediyorlardı? Ölümsüz? Ölümsüzlük mümkün müydü ki bile?! Merlin nasıl tüm bunlara sahip olmuştu? Nasıl saklamıştı? Nereden öğrenmişti? Druidler ve kahinler dışında büyüyle doğan kişiler var mıydı? Yoksa Merlin bir Druid miydi?

Hayır, değildi. Bileklerini defalarca kez görmüştü, sembol yoktu.

Gizlemenin yolu var mıydı?

Yakalansaydım onları kurtaran kişi olmam önemsiz olacaktı, idam edilecektim ama bunu bile bile gücümü onları korumaya adadım. Dahası yüzlerce kez kendim yaralandım. Dövüldüm, kırbaçlandım, kaçırıldım. Sırf onları korumak uğruna nelere katlandım.

Bu nasıl bir sadakatti? Onun türünü avlayan, öldüren, kazıkta yakan ve işkenceler eden adamın oğluna nasıl bir sadakatle bağlanmıştı Merlin? Neden yapmıştı bunları? Arthur düşündükçe aklına doluyordu anılar.

Kendi kendine düşen ağaç dalları, şanslı yol bulmalar, hep şikayet ettikleri komik hisler... Valiant'ın yılanlarını bu sayede mi bilmişti? Nimueh'i ve Arayıcı Canavar'ı bu sayede yenmişlerdi demek. Zehirli kadeh için çiçeği bulmaya gittiğinde gördüğü o mavi yol gösterici ışık, babasının bahsettiği koruyucu...

Bunlar Merlin miydi?

Ama neden? Neden onu koruyordu? Arthur'un da babasının da ölmesini istemesi gerekmez miydi? Tabii şu an zaten bunu istiyordu -bu düşünceyle irkilmemeye çalıştı- ama o zamanki sadakati de saçmaydı. Bu kadar büyüye sahipse neden bir Pendragon'u koruyup kollamıştı?!

Genç Anastasia'nın sözleri doldurdu aklını.

Hâlâ onu koruyorsun! Sebebi kehanet mi? Kehanete hâlâ inanıyor musun?

Ne kehanetiydi bu? Bunca zaman bu bilinmez kehanet yüzünden mi Arthur'a sadık kalmıştı Merlin? Bir kehanete inandığı için mi? Bu düşünce canını yaktı kralın. Aralarındaki dostluğun bu kehanetin ötesinde olduğuna inanmak istiyordu. Eskiden olsa yapardı ama artık yapamıyordu. Önceden dostluk için kalıyorsa bile artık Merlin'in kalmasının tek sebebi kehanetti.

Bu onların suçuydu. Arthur'un suçuydu. Morgana'nın suçuydu. Gwaine'in, Lancelot'un, Uther'ın, Sarrum'un, kehaneti yapanların... O kadar çok suçlu vardı ki. O kadar çok kişinin Merlin'in canının yanmasında parmağı vardı ki Arthur nefesinin kesildiğini hissetti.

Düşüncelerinde kaybolduğu sıralarda kapısı çaldı ve cevap beklenmeden açıldı. İçeriye giren fahri kız kardeşine baktı ve dudaklarını sert bir çizgi halini alana dek birbirine bastırdı. Kardeşi hakkında düşünmeye gelememişti bile. Morgana bir kahindi...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 18 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Emrys'in İntikamıWhere stories live. Discover now