"Önce seni rahat ettireyim yaralarına da bakarım."

Yaralarımdan bahsedince ara ara sızlayan sırtıma çevirdim başımı ve daha sonra sağ taraftaki büyük yuvarlak aynayı gördüm aynaya doğru yanaşıp sırtımı döndüm gömlek o kadar inceydi ki sırtımdaki bez parçalarını görebiliyordum ablamın fark etmemesi için neredeyse ona hiç sırtımı dönmemiştim.

Elinde şort ve tişörtle gelen Tuğkan'a baktığımda o da beni izliyordu düştüğüm durum yüzünden kendini suçlar giydi.

"Bir daha yaşanmaması için elimden geleni yapacağım."

Ona yaklaşıp elinde tuttuğu kıyafetleri aldım.

"Kendini suçlama senin için hiç kimseyim ama sen kardeşine benim için kaç kez kafa tuttun teşekkür ederim."

Arkama dönerek elimdeki kıyafetleri koltuğa bıraktım ve gömleğimin düğmelerini tek tek açmaya başladım.

"Yaşananlarda senin suçun yok."

Gömleği omuzlarımdan bırakarak üstümü çıplak bıraktım ben göğüslerimi görürken o sırtımı görüyordu yavaşça yürüyüp koltuğun kenarına oturdum ve sırtımı ona doğru çevirdim.

"Her şey için sana teşekkür ederim."

Saçlarımı yanıma aldığım anda yürümesini duymuştum oturduğum yere dizlerinin üzerine çöküp çantasını yanına koydu çantayı görebiliyordum tek tek bantları kaldırıp bezleri aldığında ellerini hissedebiliyordum soğuktular bana çok yakındılar ama bi o kadar da uzak.

"Benim için kimse değilsin. Sana ilk şirkete getirildiğinden beri ilgi duyuyordum..."

Birden ayağa kalktım ve tek elimle göğüslerimi kapadım o benimle beraber ayağa kalkmıştı.

"Bu yüzden mi sana yalvardığımda bana yardım etmedin!"

Bağırmıştım çünkü duyduklarım onun yaptıklarıyla çelişiyordu.

"Yapma Asya, onu gördün bana yaptıklarını da gördün bende emir kuluydum ne derse onu yaptım."

Üzerine doğru yürüyüp yüzüne yakınlaşmak için başımı kaldırdım.

"O zaman emir kuluydun madem şimdi neysin?"

Bu sorumu beklemediği belliydi afallamıştı ama haklıydım o zaman karşı gelemiyordun da şimdi ne oldu ne değişti de ona boyun eğmiyordu?

"Asya..."

Söylecek sözü yoktu sadece yüzüme bakıyordu sahi o zaman ona güzel gelmiştim ilgisini çekmiştim peki ya şimdi? Ne güzelliğim kalmıştı ne hırçınlığım değişmiştim o şirkete geldiğim günden sonra o adam beni ezmişti tüm benliğimi ayaklarının altına almıştı duygularımı öfkemi ezip geçmişti güzelliğimi yok etmişti.

"Hırçındın ona boyun eğmiyordun direniyordun."

Gözlerim dolmuştu.

"Çünkü kaçırıldığımı sanıyordum satıldığımı bilmiyordum..."

Hızla arkamı döndüm ve koltukta duran tişörtü alıp giydim.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now