Bölüm 15

22.3K 633 134
                                    

Yorum yapan yapmayan herkese çok teşekkür ederim ama yorum yapılması çok hoşuma gidiyor ⛄️

İyi okumalar


Atalay'dan

İki kapıyıda üzerine kitleyip odama çıktım sinirden nereye saracağımı şaşırmıştım bu Doğan itinin neden geldiğini kafam bir türlü basmıyordu sinirimi Asyadan almıştım ama tüm bunlar onun yüzündendi o gün polisi evime getirdiği için onu şirketten çıkarmak zorunda kaldım Baytarın adamları da o anda görmüş olmalıydı ama Doğan itinin bilmediği bir şey vardı Asya benim için sadece rahatlama aracıydı.

Restoranda aldığım telefonla o itin geldiğini tahmin etmiştim Bahadır ve Emre'nin olduğu aracımın önünü kesip üzerlerine kurşun yağdırmışlardı ve bunu yapanın o olduğunu sandığımdan Asya'nın yanında onu masada otururken gördüğümde şaşkınlığımı kısa sürede yok ettikten sonra ona silah çekmemek için kendimi tutmuştum.

Asansörle -1 e inerken Tuğkan'ı arayıp hemen gelmesini söyledim siyah spor arabaya binip otoparktan çıktım sinirden adamlara sallaşmamak için kendimi tutuyordum.

Arabayla Atasoyların sınırlarına giren Tuğkanı görüp arabayı durdum arabayı park edip yanıma geldiği anda durmayıp arabayı hastaneye doğru sürmeye başladım.

Benim arabayla dışarıya çıktığımı gören babamın adamları da arabaya binip takip etmeye başlamıştı.

Hastaneye vardığımızda kalabalık bir şekilde hastaneye girdik ve yattıkları odayı bulup bunu onlara kimin yaptığını görüp görmediklerini sordum o silahı ateşleyenlerin derisini yüzecektim.


Asya'dan

Uyanmıştım bilimcim açıktı farkındaydım ama uyanmak istemiyordum karanlık beni içten içe tüketiyor hissine kapılmadan edememiştim gözlerimi açsamda karanlıktan kurtulamamıştım.

Beni bıraktığı şekilde uyuya kalmıştım eteğim bile bıraktığı yerde belimde duruyordu üzerimi kapatmaya takatim bile yoktu.

Yaklaşan ayak seslerden birinin bana doğru geldiğini anlamıştım kapının açılması benim kıpırdamama yetmemişti haraket edecek gücüm yoktu heryerim acıyordu en çokta ruhum.

  Neden böyle hissettiğime anlam veremiyordum sanki o günkü bana dokunuşları beni öpüşleri farklıydı diyordum içten içe.

"Sana yemek getirdim."

Gelen kişiyi sesinden tanımıştım bu Tuğkandı. Tepsiyi yere bırakıp bana doğru geldiğini anladığımda kendimi ondan uzaklaştırmak için yerde sürünmeye çalıştım.

"Üzgünüm."

Eteğimi çekip bacaklarımı kaparken göz yaşlarıma engel olamıyordum bedenimden çok ruhum acıyordu neden böyle hissediyordum? neden bana ilk dokunan erkeğe karşı böyle hissetmeye başlamıştım? oysaki iyi de davranmamıştı bana, ilkimde hatta bana zorla sahip olmuştu ama sanki kendime söz geçiremiyordum sanki yine bana şefkatle dokunsa kendimi teslim edecekmişim gibi hissediyordum.

  Odadan çıkmak için ayağa kalktığında ona doğru zorlanarak döndüm.

"Bana bir iyilik yapacaksan bu açık yerlerimi kapatmak olmamalı."

Dönüp bana baktığında yüzündeki ifadesi çok başkaydı.

"Keşke sana yardım edebilseydim."

Tam gidecekken uzanıp ayak bileğinden tuttum ve avucumun içindekini ayaklarının önüne bıraktım.

  Tuğkan ayaklarının önündeki anahtarlığa uzun uzun baktıktan sonra eğilip eline aldı bu anahtarlığı Doğan denilen adam Atalay'a ait olduğunu söyleyerek o gece elime vermişti olaylar beklenmedik şekilde gelişince onu da cebimde unutmuştum.

"Bunu sana kim verdi."

Cevap vermeyeceğimi anlamasıyla odadan çıkıp kapıyı üzerime kapatmıştı ve yine yalnız kalmıştım.

Tuğkan'dan

Elimdeki anahtarlıkla Atalay'ın yanına geldiğimde telefonla konuşuyordu konuşmasını beklerken olacak konuşma sonrasını hazmedebilmek için kendine içki koydum.
Bu anahtarlık bugün kıyametin kopmasına sebep olacaktı.

"Yedi mi?"

"Hayır."

Siyah deri koltukta gergin şekilde oturan Atalay'a bunu yalnızken göstermek en aptalca şey olabilirdi ama ne Bahadır vardı ne de Emre ikiside hastanede yatıyordular.

"Sanırım bunu bizim çocuklara yapanın kim olduğunu biliyorum."

Elimdeki anahtarlığı sıkıyordum Doğan'ın adını duymak onda ne etki yaratır bilmiyordum.

"Ne diyorsun?"

Önüne doğru geçip anahtarlığı uzattım artık ne olacaksa olsun dedim içimden.

"Nerden buldun onu?"

Ayağa kalkıp anahtarlığı elimden çekip almıştı.

"Asyadaydı."

"Asya mı?"

"Evet ve bunu ona vereni tahmin edebiliyorsundur."

Sinirden gözü dönmüştü, gömleğimin yakasına yapışıp beni sertçe duvara çarptı.

"O iti geberteceğim! Onu yalvartacağım! Orospu çocuğu!"

Yakamı bırakmasıyla üzerimi düzelttim elindeki bira şişesini sertçe fırtlattı ve her yer cam kırıkları oldu.

"Kahretsin! OROSPUNUN ÇIKARDIĞI!"

Etraftaki eşyalara vurup deviriyor kırıp döküyordu. Doğan ona savaş ilan etmişti bu o demek oluyordu. O anahtarlık kız kardeşi Melisayla Atalay'ın evinin anahtarıydı.

Doğan uzun zaman sonra geri dönmüştü ama neden? Onu İstanbul'a tekrar getiren neydi?

Asansöre doğru yürümeye başlamıştım Atalay sinir krizi geçirirken burada olmak hoşuma gitmiyordu ve daha sonrasında yapacağı şeyide görmek istemiyordum.

Bu şirketin 15. Katında kalıyordum. Alparslan Atasoy beni daha 12 yaşındayken yanına almıştı ve oğluyla beraber okutmuştu ve bu yaşıma 27'me kadar getirmişti onu baba gibi Atalay'ı da kardeşim gibi görüyordum.
Alparslan Atasoy sayesinde tıpı oğluyla aynı senede bitirmiştim ama sahip oldukları şan Atalay'ın doktor olmak yerine babasının pis işlerini yapması için çete lideri olmasını gerektirmişti.

  Atasoylar genelde borç karşılığında insanların mal varlığına el koyarlardı ama Asya'nın olayını anlayamamıştım bana bir kız alıp geleceksiniz dediğinde şaşırmıştım fakat dediğini yapmak zorundaydım  kızı parayla satın almıştı ama babası ailesine açıklayamadığı için kızını kaçırma oyununu oynatmıştı ve böylelikle annesi ve ablası kızın kaçırıldığını sanmışlardı.

Her konuda Atalay'ı desteklesemde bir kıza böyle davranmak hayatını elinden alması doğru değildi tabi karşısına çıkıp bunu ona demem imkansızdı Asya farklıydı ona nasıl kıyıp işkence ediyordu aklım almıyordu, ne Asyayı buradan kurtarabiliyordum ne de Atalayla konuşabiliyordum elimden bir şey gelmiyordu.

Arkadaşlar bide bidahaki hafta vize haftasına gireceğim ama ben ders çalışmak yerine hâlâ hikaye yazıyorum södlvlb

Umarım hiç aksatmadan yazmaya devam edeceğim bu aralar günde iki bölüm atıyorum kısa oldukları için ama her gün mutlaka bir bölüm atacağım bir sorun çıkmazsa 🤎

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now