Bölüm 37

6.5K 198 47
                                    

Yorum ve vote yapmayı unutmayın yapan herkesede çok teşekkür ederim ☺️


İyi okumalar



   Köy evine doğru koşan insanlara takılıp onlarla beraber koşmaya başlamıştım koşmamı yavaşlatan topukluları ayağımdan çıkarıp insanların arasına daldım hepsine çarpa çarpa koşuyordum.

"BİLGEE!"

Yengemin acı çığlıkları kulaklarımı doldurduğu anda herkesi geçmiştim ve yaşlı dev ağacın önünde duran kalabalığın en önündeydim. Gördüklerime inanmak istemiyordum bu yaşanıyor olamazdı.

"Hayır hayır HAYIR!"

Ellerimle yüzümü kapattım sayıklamaya devam ediyordum yapmış olamazdı yapmazdı böyle bir şey yapmazdı. Gözlerimi açtığım anda hâlâ aynı şeyi görüyordum. Herkes onu kendini astığı ağaçtan indirmek için seferber olmuşlardı.

"Bilgem kızım!"

Dedemin sesini algıladığım anda gördüklerimin etkisindeydim onunsa ayaklarından tutmuşlardı ve diğerleri de ipi kesiyorlardı.

"Neden yaptın abla...NEDENN!"

Ona doğru koşmaya başladığım anda yan taraftan çıkan bir elle tutulup çekilmiştim.

"Neden abla! Neden!" Ağlıyor bir yandan bağırıyordum. kollarından kurtulmak için çırpınıyor onu itiyordum ama o beni bırakmıyordu.

"Neden neden nedenn..."

Beni başımdan göğsüne bastırdığı anda güçsüz kalmıştım sonunda dediğini yapmıştı gitmişti.

Bu ağaca çocukken birbirimizden kaçmak için tırmanmayı öğrenmiştik bu yaşlı ağacın kalın dallarında oturur sırlarımızı anlatırdık ama şimdi evimizi kendine yol yapmıştı ağacımızı kullanıp gitmişti.

Ablamı yere yatırdıklarında bu anı görmek istemiyordum annemin acısını yaşarken boynundan kendini astığı ipi çıkartmışlardı ve ölmüş gibi yatıyordu.

Ablamın hemen baş ucunda oturan Tuğkan'ı gördüğümde bana sarılanın Atalay olduğunu anlamıştım. Tuğkan'ın ablama kalp masajı yapmaya başladığını gördüğümde başımı Atalay'ın göğsüne çevirdim ve hıçkırıklarımın arasından nefes almaya çalıştım.

"Gitme ablam nolursun GİTME!!"

Şule ablamın bağırışları köyü inletiyordu herkesi bir yerde tutmaya çalışıyorlardı ablam bize ikinci acıyı yaşatıyordu canım acımıyor resmen parçalanıyordu.

"Lütfen yaşıyor olsun." dedim dudaklarımın arasından o ise halen bana sarılmaya devam ediyordu.

Yaklaşan ambulans seslerini duyduğumda başımı göğsünden kaldırıp yola baktım herkes yolu açmış  sağlık çalışanlarına yol vermişti ve ablamın başına gelmişlerdi Tuğkan'ın görevini devraldıkları sırada sadece iki dakika sonra başlarında duran Tuğkan bize doğru dönüp Atalay'a baktı ve başını salladı o anda anladım.

  Yere açmaya başladıkları siyah poşeti gördüğümde ayaklarımdaki gücü kaybetmiştim sanki, birden kendimi bırakmıştım yere düşmeden beni tutmuştu ve yavaşça yere oturtmuştu hâlâ tutmaya devam ediyordu.

"Hayır hayır hayır koyamazsınız onu oraya! Hayır yapamazsınız!"

Akrabaların elinden kurtulup Bilge ablamın karnına yatan onu vermemek için direnen ablama bakıyordum onu ne kadar tutup ayırmak isteselerde bırakmıyordu.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now