Bölüm 19

17.7K 464 73
                                    

Yorum da yapar mısınızzzz 🥺

İyi okumalar

   Elimde tuttuğum sıcak su dolu kabı Tolga'nın baş ucunda Tuğkan'a doğru tutuyordum elindeki bezi içine batırıp ıslattıktan sonra kardeşinin yaralarındaki kanları siliyordu.
Atalay gittikten hemen sonra bana iyi olup olmadığımı sormuştu benim için endişelendiğini görüyordum ardından kardeşini odasına taşımış ve yatırmıştı kaşı ve dudağı patlak olan Tolgayı bir an bile yalnız bırakmıyordu.

"Size böyle davranıyorsa neden hâlâ yanındasınız?"

Bu soruyu daha öncesindede sormak çok istemiştim ana fırsat bulamamıştım Atalay'ın Tuğkana olan davranışlarına bazenleri denk gelmiştim.

"Çünkü burası bizim evimiz."

Elindeki bezi suyun içine bıraktıktan sonra batikonu ona uzatabilmek için suyu masaya bırakıp batikonu eline uzattım.

"Aileniz yok mu yani?"

Dediğimde nasıl hissedeceğini sonradan düşünüp bu soruyu sorduğuma pişman olmuştum sonuçta ne yaşadıklarını bilemezdim hayat kime nasıl oyun oynuyor bilinmezdi.

"Yetimiz."

Duyduğum karşısında donup kalmıştım daha fazla soru sormamak en iyisi olur diye düşündüm şimdi anlayabiliyordum burası bizim evimiz derken ne demek istediğini, onları büyüten Atalay'ın ailesi olmalıydı.

"Üzgünüm." dedim sessize ve halen gözlerini açmamış olan Tolgaya baktım, abisine benziyordu burunları aynıydı gözleride öyle.

"Önemli değil, artık gitsen iyi olur."

Başımı sallayarak kapıya doğru yürümeye başlamıştım haklıydı buradan artık gitmeliydim ama söylemek istediğim son bir şey daha vardı kapı eşiğinde durdum.

"Onun sana ihtiyacı var."

~~~~~~~~~

Saat oldukça geç olmuştu ve hava kararmıştı aparta geri dönebilmek için taksi durdurum adresi söyledim ve başımı cama dayadım gökyüzü bir sürü yıldızla süslenmişti ay aralarında parlıyor hepsinin görünmesine sebep oluyordu şuan bu an hayatı sorgulamak için güzel bir andı.

Taksiye ücreti verdikten sonra aparta girip asansöre bindim ve odamızın önünde inince kapının açık olduğunu fark etmiştim ama ben giderken bu kapıyı çektiğime emindim.

"Size burada olmadığını söyledim!"

Ablamın bağırma sesiyle hızla odaya girmiştim iki takım elbiseli adam ablamı aralarında kollarından tutmuş kaçmaması için sabitlerken karşısında duran adamı hemen tanımıştım bu oydu o gün restoranda gördüğüm adam Doğan Baytar.

"Sadece onu arayıp çağırmanı istedim neden bu kadar büyütüyorsun?"

Doğan ablamın yüzünü sıkarken yanındaki adamlardan biriyle göz göze gelmiştim.

"Abi."

Adam başıyla beni Doğan'a gösterince ablamı bırakmıştı.

"Ah Asya nerelerdesin sen."

"Bırakın ablamı!"

Ablamı bırakmaları için kollarını çekiştirip ittirmiştim Doğan'ın adamlarına işaret verip geri çekilmelerini söyleyince ablamı arkama alıp yüzümü Doğan'a döndüm.

"Ne istiyorsun?"

Gülümseyip ellerini cebinden çıkarmıştı ve bu sefer bana doğru adım atıp elini yüzüme değdirdi.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now