Bölüm 2

38.9K 1K 160
                                    

Öncelikle bana destek olup yanımda duran hikayeme şans veren herkese çok teşekkür ederim.

Buraya 55. Bölümden sonra tekrar geldim o kadar bölüm yazdım emek verdim ama emeğimin karşılığını aldığımı düşünmüyorum ne okunması ne oylaması olarak bilmiyorum ama hevesim kırılıyor ilk bölümlerden bırakmayıp okumanızı çok isterdim ama okunma sayısı çok düştü yine de okuyan herkese teşekkür ederim 🙏🏻

İyi okumalar

Günler sonra gün ışığına kavuşmuştum camlardan sızıp kirlenmiş tenime değen güneşin sıcaklığı içime kadar işliyordu, sonunda o karanlık kasvetli yerden kurtulmuştum günlerce doğru dürüst ne yemek yemiştim ne de su içmiştim bir aydır tenime su damlası bile değmemişti, neden oluyordu bu? Neden yaşatıyorlardı bana bunu? Düşünmeden edemiyordum benim kimseye bir kötülüğüm ya da zararım olmamıştı.

Dar koridorda ilerledikten sonra merdiven basamaklarının önünde durmuştu sanırım evine çıkan yol buraydı, gözlerimi önce onun boynuna sardığım kollarıma daha sonra onun kaslı kollarına kaydı, ellerim kollarım kapkaraydı üzerimdeki askılı kendini salmış altımdaki şortumun altları yırtılmıştı berbat bir haldeydim yüzümü görmesemde buna emindim.

"Kaçmaya çalışmayacaksın." dedi merdivenleri çıkarken, çok sert ve netti onu gördüğüm o son günde olduğu gibi.

~~~~~~~~~~

    Bir ay önce evimden, yatağımdan iki adam aracılığıyla kaçırılmıştım beni sarıp ağzımı kapattıklarında sadece bir çift gözle karşı karşıya kalmıştım çekik ela gözler ama bu o değildi beni evimden kaçıran şuan beni kucağında taşıyan o adam değildi çünkü onun gözleri masmavi.
   Uyandığım da ne ellerim bağlıydı ne de ayaklarım üzerimde askılım ve şortum vardı ve birde beni izleyen soğuk uzak bakışlar, sanki beni tanıyormuş gibi bakan beni uyanmadan önce saatlerdir izleyen bakışlar. 
   Bana orda hayatımı yakıp yıkan beni bitiren bir söz söylemesi karşılığında deliye dönmüştüm. Seni bir hafta burada tutmak zorundayım artık buraya aitsin.
   Kim olursa olsun böyle bir durumda benim yaptığımı yapardı bende yapmam gerekeni yapıp kaçmaya çalıştım ama başarısız oldum beni arkadan belimden yakalayıp zorla bu zindana geri sokmuştu bende beni ittirip bırakırken yüzüne elimi sallayıp yüzünü çizdiğimde önce öylece kalıp bana bakmıştı, ilk zamanlar asiydim ama sonra beni evcilleştirip her sesimi çıkardığımda canımı yaktı.

  Bana bakışından anlamıştım canımın yanacağını beni sertçe kolunun altına alıp bişeyi boğazıma dayadı, titriyordum elindeki şeyle göğsümün üzerine gezdirip sonra bastırdı canım yanıyordu elindekini görmeme izin vermiyor eliyle başımı geri çekiyordu sapladığı şeyi aşağı doğru indirmeye başladığında dizlerimi hissetmiyordum sanki, beni bıraktığında elimi göğsüme dokundurup elime baktım beni kesmişti evet elimde kendi kanım vardı kalbim atmamak için direniyordu ona döndüğümde elindeki çakıyı yakasından çıkardığı mendile siliyordu.

"Bir daha sakın." dediğinde canımın yandığını iliklerime kadar hissediyordum.

"Uslu bir kız olana kadar buradan çıkamayacaksın."

  Tenimin buz gibi olduğunu hissediyordum canım çok acıyordu ağlamak istiyordum ama boğazım düğümleniyordu öylece yere çökmek istiyordum ama yapamıyordum kaçıp kurtulmak istiyordum ama yapamıyordum.

Onun dediği gibi bir kız olamamıştım her yanıma gelmesinde kaçmaya çalışmış ama başarısız olmuştum ona benden ne istediğini sorduğumda cevap vermemesi ailem beni bulacak polisler gelecek ve beni kurtaracak dediğimde beni takmaması kurtulmaya olan inancımı her geçen gün yok etmişti.

Duvarıma beşinci çentiği attığım o gün elinde katlı kıyafetlerle gelmişti o an ne düşüneceğimi bilememiştim bana zarar vereceğine emindim ve kendimi savunmak için parçalanmış paslı sandalyenin bacağını arkama saklayıp bana yaklaşmasını bekledim doğru anda demir sopayı ona sallayıp onu omzundan vurdum sersemleyince kaçmayı denedim. hep... hep denedim.
  Tam çıkacakken beni saçımdan yakalayıp geri çekmişti ve kaçarken attığım demir sopayı sırtıma vurmuştu yere düşmemi aldırış etmeyip bana defalarca vurmaya devam etmişti.

Ağrılardan günlerce uyuyamamıştım bana ağrı kesiciler getirip köpeğe yemek verir gibi yere bırakıp gidiyordu bana hep bana aitsin diyordu.

Vurduğu her yer çürüyordu sanki dokunamıyordum yatamıyordum bile yine bir gün geldiğinde pes etmeyip her kapının açılmasında kaçmayı deniyordum beni ayakta morluklar içinde görünce üzerindeki takımının ceketini çıkarıp gömlekle kalmıştı ve bana doğru yürüdüğünde o korkunç ses tonuyla konuştu.
Her kaçmaya çalıştığında bir kemiğini kıracağım.

Sanki artık tek damla gücüm kalmamış gibi hissediyordum ne kaçacak ne direnecek, ileriyi göremiyordum bana ne yapacağını ya da ne yaşatacağını, ondan korkuyordum hemde hiç korkmadığım kadar bu evde yalnızdım ve onun elindeydim.

Bölümler kısa ama sonradan uzuyorrr 💕💕

Ateşin İzleri Où les histoires vivent. Découvrez maintenant