Zorla konuşmuştum ağlamamak için direniyordum.

"Neden acı çekmemi istiyor?"

Başını iki yana sallarken ona bakmıştım.

"Bilmiyorum hep böyle biriydi acımasız ve merhametsiz biriydi."

Söylediklerini çok iyi biliyordum onun derdini bilmesemde acımasız bir pislik olduğuna emindim peki ya şimdi ben ne yapacaktım.

"Ne olacak şimdi?"

Koltuğa atlayıp başını kucağıma koyan Kahve'nin başını okşadım.

"Seni evime götüreceğim."

Koltukta öne doğru uzanmış dirseklerini dizlerine koymuştu.

"Beni orada yakalayamaz yani?"

Kahve kucağımda homurdanırken onu izliyordum.

"Onların ilk işi oraya bakmak olmuştur o yüzden seni buraya getirdim ona senin sabah kaçtığını söyleyeceğim ama sen benim evimde saklanıyor olacaksın zamanı gelene kadar."

Boş gözlerle ona baktım ne demek istediğini anlamıyordum zamanı gelecekte ne demek oluyordu.

"Ne zamanı?"

Bu sorumu daha önceden de sormuştum ama cevap alamamıştım.

"Şimdi şirkete dönüyorum akşam üzeri seni alacağım kapıyıda kitlemeliyim Bahadır gelmezde ya gelirse diye."

Başımı yukarı aşağı salladım artık cevap vermediği soruları ısrarla sormayacaktım ceketini alıp çıkmasını izlerken Kahve birden koltuktan atlamıştı ve Tuğkan'ın üzerine doğru patilerini kaldırmaya başladı.

"Görüşürüz oğlum."

Kahveyi öpüp çıkmıştı ve üzerime kapıyı kitlemişti ne kadar bu yaptığı bana Atalay'ı da hatırlatsa o bana zarar vermezdi bunu biliyordum.

~~~~~~~~~~~


Kahveye mamasını ve suyunu koyduktan sonra bu evi ayık kafayla gezmeye niyetlenmiştim bu ağaçtan ev beni iyi hissettiriyordu içerisi resmen tahta kokuyordu bu küçük ev oturma odası ve hemen içerisinde küçücük bir mutfağı bulunan şirin bir yerdi tuvaleti ise dışarıdaydı. Evet dışarıdaydı! Ve Tuğkan beni içeriye kitlemişti ya tuvaletim gelirse o zaman ne yapacaktım ya da Kahve'nin tuvaleti gelirse ne yapacaktı?

Hızla evin heryerini aramaya başlamıştım tabi sırtımdaki bu acıdan ne kadar hızlı olabiliyorsam o kadar hızlıydım, bu küçük yerde artık ne kadar bakabileceğim yer varsa hepsine bakmaya çalışıyordum Kahve'nin kapının önünde havlamasıyla ona döndüm ben ise koltuk atlarına bakıyordum ve orada aradığım anahtar yerine başka bir şey bulmuştum.

Kahveye dönüp havladığı yere baktım hemen kapının önümdeki paspasa havlıyordu hızla yanına gidip yere çöktüm ve paspası kaldırdım inanamıyordum anahtar paspasın altındaydı ve Kahve benim anahtar aradığımı anlayarak bana anahtarın yerini göstermişti.

"Ya aferin sana!"

Kahveye sarılıp kendime çekmiştim ve öpmüştüm ne akıllı bir köpekti bu böyle, kapıyı açıp Kahveyi dışarı saldığımda istemsizce içimde korku olmuştu ya geri gelmezse diye düşünmeden edememiştim ama ikimizde tuvalet ihtiyacımızı hallettikten sonra eve geri dönmüştük cidden akıllı bir köpekti.

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now