Esir part-7

817 48 84
                                    

Yorum sınırı:70

.

"Evvel oturup sankince konuşalım olanları Yakup Bey. Sizi böyle bırakamayız. Bu gün hanemizde misafirimiz olasınız"

Osman Bey'in cümlesiyle tepkisine bakmak için Yakup Bey'e yandan bir bakış attı Gonca. Aynı ciddiyetini koruyan babası pek kolay ikna olacak gibi görünmezdi. Sıkkınlıkla oturduğu yerde kıpırdandı. Rahatsızlığı dolayısıyla o hariç iki hanenin tüm fertleri ayaktaydı. Osman bey ise her an kılıcını çekecek gibi duran Yakup Bey'i sakinleştirmek ve orta yol bulmak için üstün bir çaba sarfediyordu.

Gergin ortam iyice bunalıma sokuyordu Gonca'yı. Ayaktaki ahalideki bakışları tüm heybeti ile dikilen şehzadeyi bulduğunda derince bir iç çekti.

Konuşmanın tam orta yerinde odaya giren abisi yüzünden şehzadenin o harap halinin sebebini de öğrenememişti. Kafasının içinde dönen soru işaretlerinin cevabını almadan rahat edemeyeceğini iyi bilirdi.

"Konuşacak bir şey yoktur gayrı Osman Bey " eliyle Gonca'yı işaret ederken devam etti sözlerine "siz evinizde ki misafire böyle mi sahip çıkarsınız? "

"Haklısınız gayrı Yakup Bey, lakin böyle bağırıp çağırarak heç birşey çözülmez. " dedi osman Yakup'a nazaran daha sakin bir ses tonuyla "imdi bir oturup konuşalım şu meseleyi. "

"Gayrı lüzumu yok. İmdi kızımı da alıp gideceğim Osman Bey. "

Ortama düşen Yakup'un cümleleriyle bir iki adım ileri atıldı Alâeddin. "Olmaz Yakup Bey! " dedi. Vücudunu esir alan tedirginlikle farkında olmadan atılmıştı konuya. Yakup Bey'in keskin bakışları bu sefer kendini bulmuş, kaşlarını çatmıştı. Şehzadenin bu çıkışı ise divandaki tüm ahalinin şaşkına çevirmiş, bala ve Osman çatık kaşlarıyla pür dikkat oğullarına dikmişti bakışlarını.

Ne yaptığını sonradan fark etsede bozuntuya vermedi şehzade.

Yandan bakışları dikkatle kendisine bakan kıza değse de çok geçmeden tekrar Yakup Bey'e döndü.

"Gonca hatunun yarası tam iyileşmiş değildir Yakup Bey. Siz yolda iken rahatsızlana bilir, dinlenmesi şarttır. "

Kızına kısa bir bakış atıp sıkkınlıkla sakalını sıvazladı Yakup. "At arabası çözer her şeyi Alâeddin bey" dedi kalma fikrine bir an yanaşmadan.

Sıkkın bir nefes verdi burnundan şehzade. Belki bir bahane olarak kullanmıştı lakin bu bir yalan değildi. Gonca bu halde yolculuk yapamazdı, bunun bilinciyle daha çok sıkılıyordu canı.

Görmeye konuşmaya da doyamamıştı. Hoş, söylenecek o kadar şey varken hiç bir yere göndermeye niyeti yoktu.

Ortamın iyiden iyiye gerildiğinin farkındaydı Gonca. Şehzadenin bu denli ortama atılması annesinin de dikkatini çekmiş olmalı ki, üstünde ki keskin ve imalı bakışların oda farkındaydı. Bu bakışlar altında huzursuzca kıbırdandı.

Bir an kalkıp durdurmak istedi genç adamı. Her bir cümlesinde, her bir hareketinde daha fazla dikkat çekmekten geri duramıyorlardı.

"Yakup Bey" diyen şehzadeyle daha fazla duramadı yerinde. Hızla kalktı yerinden. Yaptığı ani hareketle başı dönmüş sendelemişti. Sabahtandır hiç hissetmediği ağrı yine baş göstermişti. Acıyla yüzü buruşurken, bir sis bulutu ini vermişti sanki gözlerinin önüne.
Ortamdaki sesler buğulu bir biçimde çalınıp durdu kulaklarında. Bacakları dermanınıda iyiden iyiye kaybedince ayakta duramadı daha fazla.

Karanlık bir girdap gibi daha fazla kendine çekiyordu. belinde hissettiği kolların ardından "Gonca! " diye ortama düşen sesten sonrasını algılayamamıştı.

DİLDADE (AlGon) 🌼🗡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin