Esir. Part-3

701 54 104
                                    

Oy sınırı 30

Keyifli okumalar...
...

Kendisini ardınada bırakıp son hızıyla gözden kaybolan kızın arkasından derin bir iç çekti Alâeddin. Neden yüreğinin bir parçasını kaybeder gibi hissederdi?
Kızın tozu dumana katıp geçtiği yollardan ayırmadı gözlerini bir süre.

"Her tarafa bakın. Kongar'ı da o Türk hatununu da bulun! "

Omanın içinden gelen seslerle pus gibi dağıldı düşünceleri. Şimdi yapacağı belliydi. Nasıl büyütülmüştü; düşmandan korkma, lakin düşmanı hafife alma. Her hamleni öyle kusursuz yap ki hep muvaffağa eresin.
Gonca dan aldığı hançeri kemerinden çıkartıp iyice kavradı.

Derin bir nefes alıp sıkıca tuttuğu hançeri omzuna saplayıp gerisin geri çıkarmasıda bir oldu. Hissettiği yoğun acıyla yüzü buruşurken Aldığı derin nefesler ciğerine yetmez oldu şehzadenin. Bağırmamak için dişlerini dudaklarına geçirdi. Adım seslerinin iyice yakınlaştığını farkettiği sırada elinde ki hançeri yola savurup adamların seslerine doğru adımladı. birden bire karşısında beliren küffarın başı olan Leon ve yanında ki iki askerle duraksadı.

"Ne oldu burada? " dedi Leon, bakışları kısa bir an yerde ki hançere değmiş, daha sonra Alaaddin'in oluk oluk kan akan omzunu bulmuştu.

"Baş edemedim yaralayıp kaçtı. Üzerinde sakladığı bir hançer varmış", keskin bakışları diğer bir küffar askerine değdi. " düzgün bakmadınız mı üstüne? " dedi güçsüz çıkarmaya çalıştığı bir ses tonuyla

Ortamda sessizlik devam ederken diğer askerlerin adım sesleri doldurdu sessiz ortamı.

"Bulamadık" dedi askerlerden biri Leon'a itafen. Sıkkın bir nefes alıp anlını ovaladı Leon.

"Germiyan hanesine doğru gitmiş olmalı hemen geçebileceği yollara koyulacağız " dedi başıyla 'gidelim' komutu verirken. Daha sonra bakışları yanında duran adamı bulmuş "sen Kongar'ın yarasına bak demiş askeri alıp seri adımlarla ayrılmıştı ordan...

🌼🗡🌼🗡

Yüzünü yalayıp geçen rüzgar arasında atının hızını düşürmeden geçti yolları Gonca. Kısa yolu Kayı hanesinin önünde durdu.

Atından inmiş yularından tuttuğu gibi kapı önünde nöbet tutan askerlere adımlamıştı.

Kendilerine doğru gelen hatunla kaşları çatıldı nöbet tutan askerlerden birinin. Eli kılıcına giderken konuştu.

"Kimsindir, ne deyü geldin buraya? "

Kızın toz toprak kaftanı yüzünde tek tük yaralar ise daha da çok meraklandırmıştı alp'leri. Lakin halinden belliydi alalede bir ahali olmadığı.

Kısa bir baş selamı verdi Gonca. "Ben Germiyanoğlu Yakup Bey kızı Gonca hatun, Osman Bey ile konuşmak isterim. "

"Nedir konuşacağın? "

"Gizlidir, ondan başkasına diyemem" diye kısa bir cevap vermekle yetindi Gonca. Kendinden isteneleni kendi eliyle yapacaktı. Alâeddin eline tutuşturduğu kağıdı Osman Bey'e veresin demişti

Belliydi ki önemli bir şey yazıyordu kendisi ile gönderdiği bitikte. Her ne kadar karşısındakiler bu hanenin Alp'i dahi olsa kendi elleri ile verecekti kendine emanet edilen bitiğ'i Osman Bey'e. Başka türlü içi de rahat etmezdi.

Kapıda nöbet tutan alp yanındaki bir diğer alp'e başıyla 'git' dercesine verdiği komutla bahçe kapısını açıp gitti adam.

Gözleri yere sabitlerken aklı Alâeddin'e gitti. Ahvali neydi şimdi? İyi miydi? Adamlar kaçtığını farkettiğinde onun yardım ettiğini anlamış mıydı? Başını iki yana salladı Gonca. Eğer öyle bir şey olursa yaşatmazlardı. İçine düşen her bir kötü ihtimalin acısını yüreğinde hisseder oldu.

DİLDADE (AlGon) 🌼🗡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin