Yarım Kalan Şiir . part-4 (son)

654 44 14
                                    

Oy ve satır arası yorumları unutmayalımmm🌼

Keyifli okumalar...

.

"Ağabey, ağabey kalkasın" kulağına ilişen sesle hafif gözlerini araladı Alâeddin. Lakin yattığı yerin rahatlığı ve burnuna ilişen gül kokusuyla tekrar kapandı gözleri.

Bu yatak hep böyle rahat mıydı? Diye mırıldandı. "Ağabey kime derim, kalkasın" diyen kardeşini bile duymaz olmuştu şehzade. Çünkü bütün ilgi noktası uyku mahmuru burnuna ilişen, kaynağını bilmediği, kendinden geçiren gül kokusuydu.

Normalde olsa istisnayla dalga geçebileceği bir görüntüydü gördükleri. Lakin bir türlü uyanmayan ağabeyi hiç heves bırakmamıştı kendisinde.

Bala anasının kolundan tutup "hemi işim vardır, gidip şu Aaeddin ağabeyini uyandırasın. İmdi ben uyandırırsan Goncayı utandırırız" demiş kızı hemen odasına postalamıştı.

"Ağabey" dedi bir kez daha sessizce. Adamın omzuna dokunup. Dürtüklemeyide ihmal etmemişti. Abisinin uykusu hiç bir zaman böyle ağır olmamıştı. Hoş, uykuya neden bu denli sarıldığını tahmin etmek zor olmuyordu. Hatuna kollarını sıkı sıkıya sarmış, boynuna başını gömmüş abisine baktı kıkırtıları arasında. Yeri pek rahat görünüyordu. Bu rahatlık baya fazla diye düşündü. Bir hainlik fena olmazdı.

"Ağabey kalk,Gonca hatunlar gitmiş"

Omzunda hissettiği baskıyla rahatsızca yerinde kıpırdarken duydukları uğultu şeklinde ilişti kulağına.

İlk belli belirsiz gözü kapalı kaşları çatılırken burnuna ilişen kokuyu da hissetmez olmuştu...

Abisinin yavaş yavaş tepki verdiğini farkettiğinde keyifle güldü Fatma.

Duyduklarının içine bıraktığı tedirginlik eşliğinde hızla yattığı yerden doğrulup oturur hale geldi Alâeddin. Gözleri yanında yatan kızı buldu. Derin bir nefes alırken korkusuda sönü verdi. Sevdiğini onca yıl sonra bulmuştu, tez kaybetmekten o denli korkar hale gelmiştiki. Bir günde dert sahibi olmuştu.

Kulağına ilişen kıkırtıyla derin bir nefes alıp sakinleşmek için gözlerini kapadı. "Sabır Yâ Rabbi'm"

"Yerin pek rahat görünürdü ağabey"

"Gördüklerin aramızda kalacak. Kimseye demeyecen, hele anama. Anama bir şey dersen elimden çekeceğin vardır"

"Ağabey" dedi Fatma tutmaya çalıştığı kahkahasını salarken. Elini ağzına atıp kendisini durdurmaya çalıştı. Zorda olsa kahkahasını durdurduğunda sözüne devam etmek için araladığı dudakları. "Alâeddin " diyen Gonca' nın sesiyle gerisin geri kapandı.

Kapalı gözlerini aralayıp ilk bir kaç saniye tamamen uyanmayı bekledi Gonca. İlk defa bu kadar çok uyduğunu hissederken üstündeki mayışıklığı tamamen atmış, yatakta oturur hale gelmeye çalışmıştı.

Kızın hareketiyle ona yardımcı olmuş, oturtmuştu Alâeddin.

Tamamen oturur hale gelirken bakışları bir Alâeddin birde Fatma arasında gidip geldi. Bakışları tamamen yanında duran şehzadeyi buldu. Aynı yataktaydılar. Birlikte yatmışlardı. Üstelik dün... Dün yaşadıkları yakınlık aklına ilişti. Utançla bakışlarını şehzadeden çekerken bu sefer muzip bir tavırla onlara bakan Fatma ile göz göze geldi. Birlikte yatmanın, dün yaşanan anın utancını tüm iliklerinde hissediyorken üstüne bir de basılmanın utancı eklenince iyice kızarıp bozarmaya başlamıştı.

Kimseye bakmadan burdan çıkıp gitmek istiyordu. Lakin yaraları hareket etmesine müsade verir miydi düşünmeden edemedi. Alttan bakışları ona dikkat kesilmiş şehzadeyi buldu.

DİLDADE (AlGon) 🌼🗡Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz