zindan

984 36 27
                                    

Yaklaşık üç gündür Alâeddin'i görmez olmuştu Gonca. Özlerdi, göremediği her gün daha çok özlerdi lakin bunu 'İtiraf ta edemezdi. Gerçi hissettiklerini kendi bile yalanlardı

Ona göre bu sadece Alışmaktı. Kendini bildi bileli rekabeti severdi. Alaeddin ile rekabete alışmasına yorar dururdu bütün bu hisleri. Sonuçta onu kızdırmak hoşuna giderdi öyle değil mi.

Yaklaşık on dakikadır bakışlarını mendilindeki papatya dikmiş öylece bakardı. İçinde bulunduğu bu çıkmaz gittikçe büyürdüde yine de kendini boştan teselli edecek şey bulurdu.

Aklına düşen her sevda ihtimalinde içi ürperir di. Saçmalama Gonca, hasım bildiğine sevdalanılır mı derdi kendine. Bilirdi çünkü, böyle bir şey ihtimalken bile o kadar zor gelirdi ki gerçeğine tahammülü yoktu. Bazen bu düşünceler etrafa agresifleşmesine sebebiyet verirdi.

İçinde kendiyle epey bir savaş verirdi, bunu da ister istemez dışına vuruyordu.

Daha fazla kafasını bulandırmak istemedi. Belki temiz hava almak iyi gelirdi. Odadan çıkıp pazarda gezinmeye, tezgah başındaki ahalinin bir dedi sıkıntısı var mı diye sormaya başladı.

Çok şükür her şey gayet iyiydi. En azından bu birazda olsa kendine getirmişti onu.

Bir an önce bir vazife almalıydı babasından, başka türlü kafasında bitiremezdi bu çıkmazı. Vazife başındayken en azından hepten bitmesede azalırdı düşünceleri. Kısa da olsa nefes aldığını hissederdi.

Pazarda da iş kalmadığında düşürdü omuzlarını. Bugün akşam yemeğinde babasından rica edecekti, onu uzun süren bir vazifeden başka bir şey kurtaramazdı ya, bunu iyi bilirdi.

Otağına doğru adımlarken yanında biten Gülce ile duraksadı.

"Yakup Bey sizi çağırır Gonca hatun"

Babası onu genelde vazife oldumu çağırırdı. Bu nedenle bir umut yeşerdi Gonca nın içinde, vakit kaybetmeden hızlı adımlarla atasının otağına doğru yol aldı.

Otağın önüne geldiğinde destur isteyerek içeri girdi.

"Beni çağırtmışsın baba"

Gülümsedi Yakup. Oda bilirdi kızının bu denli vazife sevdasını. Yine vazife umudu ile gelmiş olduğunu az çok tahmin ediyor du fakat Gonca dan isteyeceği şey onun için pekte bir vazife sayılmayacağından emindi.

Koltuğuna otururken tekrar Goncaya döndü.

"Kayı ailesine götürmen gereken şeyler vardır her şey hazırlandı. Bilirsin oğulları Alâeddin ağabeyinin hayatını kurtardı gayrı onlara can borcumuz oldu, bir kaç hediye hazırlandı onları gidip veresin"

Hevesi kırılmıştı. Görev görevdi lakin amma uzun zamandır babası ciddi vazifeler vermiyordu. istemeden de olsa kendisini suçlamasına sebebiyet verirdi bu durum. Acaba vazifelerini düzgün yerine getiremiyor muyum diye düşünmeden de edemiyordu.

Başını sallayarak cevap verdi babasına "buyruğundur Bey'im "

Yinede iyi taraftan bakmaya çalıştı. Belki inkar ederdi fakat Alaaddin'i görme ihtimali içinde sevinç duygusunun tohumlarını bırakmıştı yüreğine.

Müsade isteyip çıktı otağdan. Babasının da dediği gibi her şey hazırdı. Yarın çıkacaktı yola.

🌼🗡🌼🗡

Kapıyı çalıp içeri giren Moğol askeriyle kafasını yediği yemekten kaldırdı karacelasun.

Hafif bir baş selamı verip söze girdi.

DİLDADE (AlGon) 🌼🗡Donde viven las historias. Descúbrelo ahora