Baskın

814 34 22
                                    

"Ne edecez bey'im? O harita çok önemlidir. Bize karşı büyük koz ellerindedir, böyle bırakamayız gayrı"

Elleri sakalını bulurken sıkkınlıkla derin nefes aldı Yakup. Böyle bekleyemezdi. Ne yapıp edip almalıydı haritayı onlardan. Aklına bir şey geliyordu lakin tedirginlik her yerini sararken ne kadar doğru bir karar olduğunu kestiremiyordu.

Amma mecburdu. Oğlunun yaptığı hata bir hayli sıkmıştı zaten canını. Haritayı Moğola kaptıran da oydu. Ölünce tahtını devredeceği oğlunun başına iş getiren fevri hareketleri ve gereksiz siniri bey olmak için fazla müsait şeyler değildi. Bu gerçek her gün biraz daha fazla yüzüne çarpıyordu.

Şimdilik arkasını toplayan babası vardı lakin bir gün beyliğin başına geçtiğinde arkasını toplayacak kimse olmayacaktı.

Tarihte tahta geçtiği gibi ölen bir bey olmaya çok müsaitti.

Bu işi tek be verebileceğini düşündüğü kişi vardı, kızı Gonca...

Erkek olması gereken oydu onun gözünde. Gönül rahatlığıyla tahtını devredebileceği bir evladı vardı, oda biricik kızı Goncaydı. Ama tek oğlu mehmet olunca oluru olan bir istek değildi.

"Gonca'yı çağırtasın"

"Gonca'ya mı vereceksin bu görevi beyim? "

"Gonca bu vazifeyi layıkıyla yerine getirecektir. "

"Bundan şüphem yoktur beyim amma.. Amma bu çok tehlikelidir"

Koltuğuna oturup bakışlarını hatununa dikti.

"Ben düşünmedim mi sanırsın hatun. Kızımdan başka güvenebileceğim kimim var diyesin hele? "

"Doğru dersin beyim, " demişti saadet haklı olduğunun farkına vararak. Yediği haltı kendi düzeltmesi için Mehmeti göndermeyi düşünmeden edememişti Yakup. Ama işi daha çok batırma ihtimali anında bu fikrinden caydırmıştı.

"Sen gidip bir çağırasın Gonca'yı"

🗡🌼🗡🌼

Vakit yaklaşmıştı. Gonca nın hazırlığına yardım eden Gülce en son Gonca nın eline başlığını koydu. Gonca başlığını başına güzelce yerleştirdikten sonra artık her şey hazırdı.

Yola çıkması için çok fazla vakti yoktu. Gitmeden önce Alâeddin ile konuşmayı çok istiyordu lakin yapamadı. Alâeddin gerçekleri öğrendiğinden beri ona güvenmezken yüzüne bakmazken artık kendisi çabalamayacaktı. O gereken çabayı göstermişti, artık sıra şehzadeydi.

"Hatunum ben bir şey diyecem amma"

Gülce'nin sesi onu kendine getirirken gülümsedi.

"Diyesim Gülce"

"Hatunum... " Gülce'nin duraksamasıyla dikkatini iyice karşısındaki hatuna verdi Gonca. Kaçırdığı bakışları en sonunda Gonca da sabit dururken Çekingenlik ile devam etti sözlerine.

"Gitmeden evvel, Alâeddin bey ile konuşmayacak mısın? "

Hatununun ne kadar kötü olduğunu, nasıl bir çıkmaz içinde olduğunun fazlasıyla farkındaydı Gülce. Çektiği acıyı da bilirdi. Zamanında Gonca'ya yaptığı yanlışın pişmanlığı ise halâ tazeydi.

"Ne deyü ben konuşacak mışım? " dedi kaşları çatılırken "o gelip konuşsun. Kaç gündür benim peşinde olan, yüzüme bile bakmadı.hele biraz da o çabalasın" adımları otağın kapısını bulurken devam etti sözlerine. "Bırak imdi Alaeddin'i, vaktimiz yoktur, yola koyulmak gerek"

🗡🌼🗡🌼

Orman'ın içinde yankılanan nal sesleri bir an olsun azalmazken çoktan kendini Moğol kalesinin yakınında bulmuştu Gonca. Atını durdurup bir kaç saniye baktı karşısındaki kaleya.

DİLDADE (AlGon) 🌼🗡Where stories live. Discover now