"Onun neler yaptığını bilmiyorsun."

Tekrar yüzüme baktığında dudaklarımı araladım artık anlatma vakti gelmişti.

"Düğün günü Yeşim Tolgayla karşılaşmıştı ve Tolga Yeşimle yaşamaması gereken şeyler yaşadı, Yeşim ne istediyse de gözü doymadı Tolgadan daha fazla para istediğini duydum ve sinirlenip onu ailesinden aldım ve arkadaşıma sattım."

Nefretle yüzüme bakmaya devam ediyordu.

"Ama onu geneleve satmadım Şule, ben bunu hakedene bile yapmam yapmadım arkadaş onu oraya satan, geri çıkarmak için uğraştım ailesinin ayağına kadar gittim ama Yeşim dönmemekte kararlı."

Bakışları gözlerimden yere çevrildiğinde beni anladığını umuyordum en azından inanmasını umuyordum çünkü anlattığım her şey doğruydu.

"Gel şimdi şirkete dönelim sabah Asyayı beraber aramaya çıkarız."

Bir şey demeden şirkete doğru yürümeye başladığında dediğimi kabul ettiğini anlamıştım verdiği bu doğru karar onunda başının derde girmemesini sağlayacaktı sonuçta kimin kime zarar vereceği belli değildi bir çok kişi onunda burayla bağı olduğunu biliyordu resmen iki kardeşide pisliğimize bulaştırmıştık.


Şirkete girdiğimizde yanıma yaklaşan dış korumlardan birini görmemle yavaşladım dışarıdaki taksinin gitmiş olmasından Yeşim'in gittiğini anlamıştım başka bir bela çıkarmadan gitmesine seviniyordum resmen.

"Abi bunu sana bıraktı."

Kim dercesine yüzüne baktıktan sonra uzattığı kağıdı aldım kağıtta numara yazıyordu ve birde küçük bir yazı yazıyı okumamla hemen cebime sokmuştum çünkü yanımda duran Şule'nin kağıdı görmek için başını çevirdiğini hissetmiştim.

"Neydi o Tuğkan?"

Şule'nin dediğine cevap vermek yerine adamın omzuna dokunup yürümeye başladım Şule bunu görmemeliydi adamda tam verecek zamanı bulmuştu umarım sormakta ısrar etmez diye düşünerek beraber asansöre binmiştik ve yine aynı soruyu sordu.

"O cebine koyduğun neydi?"

Bana başını çevirerek sorduğu soruyu ona bakarak cevaplamaya hazırlanıyordum.

"İşle alakalı."

15. Kata geldiğimizde nereye gideceği biliyordu beni beklemeden Tolga'nın odasına girdi acaba o odanın Tolgaya ait olduğunu biliyor muydu diye düşünerek odama girmiştim bugün ileri geri yaptığımdan baya yorulmuştum silahımı masaya koyup soyunmaya başladım o sırada ayaklarıma dolanan Siyah'ı sevmeye bile halim yoktu yatağı açmamla yatağa atlayan Siyah'ın yanına yattım ve telefonu elime aldım Tolgayı aramayı düşünüyordum ne kadar artık farklı safalarda da yer alsak o benim kardeşimdi ama sonra vazgeçip telefonu komidine koydum göğsüme çıkmak için uğraşan Siyah'ı çekip öpüp kokladım bu hayatta bana iyi gelen sayılı şeylerden biriydi.


Asya'dan

Araçların oraya geldiğimizde buradan ayrıldığımızı anlamıştım benden sonra Benan abisiyle konuşmuş ve Akadla aralarında bu konu hakkında fısıldaşmışlardı bana ne olacağını düşünmüyordum çünkü artık yorulmuştum ordan oraya savruluyor sürekli rehin tutuluyordum hayatım iyice boka sarmıştı buradan bu hayattan kurtulma şansımıda dün geç kalarak kaçırmıştım ablamdan da telefonum olmadığı için haber alamıyordum.

"Benan'ın evine gidiyoruz Baha sadece sen gel siz ikiniz dönün."

Akad'ın lafını bitirir bitirmez Emirle Sıraç arabaya doğru yol almışlardı Benan'ın yanındaki Erhanla Çağdaşta kendi araçlarına binince etrafa bakınmaya başlamıştım.

Ateşin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin