11. Bölüm: Bir Hayalle Avunmak

En başından başla
                                    

Tüm bu hayat merhalelerinin hangisi imtihan cihetiyle kendisi için daha zorlu ve acı vericiydi, işte bunu tam olarak kestiremiyordu. Boşanmayı isteyen kendisi olmasına rağmen ve bir aksilik çıkmaması için ailesine bile haber vermemesine rağmen neden kalbindeki o tuhaf acıyı bir türlü atamıyordu? Dün geceden beri aynı hâldeydi... İki saatlik uyku ile ayakta duruyordu.

Ona alışmış olma ihtimalini düşünecek oluyor fakat çok geçmeden alışacak kadar bile vakit geçirmemiş olduğu gerçeğiyle yüz yüze geliyordu. 'Anılarımız mı buna sebep oluyor' diye de düşünemiyordu çünkü hakaret ve horlanma dışında onunla pek fazla bir anısı yoktu. Birkaç hafta önce Talha ile avukata gittikleri zamanı anımsadı. Sanki sürekli kaçtığı ama bir zaman sonra zihnini işgal edip duran sebep tam olarak buydu. Kayıtsız kaldığı o son isteği...

O gün, Halime Anne gelene kadar susmuş, o gelince de Talha artık her şeyin biteceği ve hiçbir şansı kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmişti. Adam, sıkıntılı nefesini dışarı verip burnunu çektiğinde anlamıştı bunu Meryem. Bir an, sadece kısacık bir an bile ona şans vermeyi içinden geçirmemişti. Fotoğraftaki kadının yüzü zihnini bir türlü terk etmiyor, Talha ile olan o yakınlığı ve Talha'nın kendisinin yanında hiç mutlu olmadığı kadar o kadının yanında mutlu bir poz vermesini midesi kaldırmıyordu.

İçinden bir ses sürekli olarak; o senin eşindi diye haykırıyordu. Ama sana göstermediği yakınlığı yabancı bir kadına gösterdi. Senden nefret ettiği kadar bir başka kadını sevdi. Belki de sana söylemediği nice sevgi sözcüğünü başka bir kadına söyledi... Evlendiğin günün gecesinde, seni karısı olarak görmediğini haykırarak onurunu zedeledi. Oysa kendisine haram olan o kadınla nice günahı hiç üzülmeden işledi...

Hakim, maddeleri tek tek okuyup Talha'ya ve kendisine bunları kabul edip etmediğini sorduğunda da Meryem'in içindeki o ses aynı cümleleri tekrarlayıp duruyordu. O ses, adamı affetmesine veya onun 'son bir şans' isteğine tozpembe bakmasına engel olan en büyük etkendi. Meryem, içindeki acıyı ve öfkeyi daha da büyüten o etkenin ardından hakime kararlı bir duruşla maddeleri kabul ettiğini söyledi. Talha ise hemen cevap verememiş fakat kısa bir duraksamanın ardından titrek bir sesle kabul ettiğini dile getirmişti.

Son olarak ikisine de gerçekten özgür iradeleri ile boşanmak isteyip istemediklerini soran yaşlı hakimin yüzüne bakan Meryem, ağlamamak için kendini sıkarak özgür iradesiyle boşanmak istediğini beyan etti. Evet, uzun bir zamandan sonra ilk defa kendi özgür iradesiyle böyle büyük bir karar veriyordu. Talha'ya bakmamak için direnirken bu kararın kendisine iyi geleceğine kalbini ikna etmeye çalışıyordu. Karşı taraftan da aynı şeyleri duyana kadar gergince bekledi.

Adam da kendi özgür iradesiyle boşanmak istediğini söylediğinde Meryem'in gözünden bir damla yaş süzülüp -duruşmanın başında yüzünü hâkime gösterdiği için bozulan- peçesine damladı.

Ağlamak yok, diye geçirdi içinden... Hâkimin kararını değiştirebilecek her türlü ihtimalden kaçınmak isteyerek kendini daha çok sıktı. Başı ciddi manada ağrımaya başlamış, vücudunu ter basmıştı.

"Gereği düşünüldü!

Mahkememizde görülmekte bulunan anlaşmalı boşanma davası..."

***
Bursa

Kadın artık yoktu fakat evin her köşesinde onun izi vardı. Masanın üzerindeki ve pencere kenarındaki çiçekleri sözgelimi... Meryem'in sevgisinden uzak kaldıkları için boyunları bükülmüş ve kurumuşlardı.

ÂdemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin