BÖLÜM YİRMİ BEŞ: "YALANLAR VE YARALAR."

16 3 2
                                    

Selam, nasılsınız? Artık yavaş yavaş, birinci kitabın sonuna yaklaşıyoruz. Bazı şeyler çözülüyor, bazıları ise daha da karışıyor. Dört bölüm sonra, küçük bir ara vereceğiz. Bunu biz sezon finali gibi düşünebilirsiniz. Ancak emin olun sizi çok bekletmeyeceğim, en fazla bir ay uzatırız bu süreyi, ki bence o kadar bile olmayacaktır. Neyse, biraz daha yaklaştığımızda bunu tekrar konuşuyor olacağız zaten.

O zaman keyifli okumalar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sokaklar Uyurken-Biraz Gece
Gripin-Aşk Nereden Nereye
Pera-Zalim
Rei6- Ah Canım Sevgilim

Sana herkes bakar da, benim gibi sever mi?

~Yılmaz Güney

️⚖️

"Ceylin!" Dedi Kenan ayağa kalkarken. "Ceylin o uçakta..."

Bir şey yapmasını beklercesine Kerem'e baktım. Nefise saçımı bırakmış, Kenan'a yönelmişti. Hala Kerem'e bakıyordum ama hiçbir şey yapmıyordu. Dudaklarım kıpırdandı ama bir ses çıkmadı. Sadece dua ediyordum. Ceylin'in iyi olması için... Bir mucize olması için, bir yanlışlık olması için...

"Kerem," dedim sonra sessiz sessiz. Televizyondan gelen haber spikerinin sesi dışında bir ses yoktu kimsede. Kenan'a baktım. Dolu doluydu gözleri. Kenan'ın telefonunun acı bağırtısı yankılandı odada.

"Biriniz açın." Dedi Kenan sessizce. Gözlerini sildi elinin tersiyle. Kerem telefonu koltuktan alıp açarken kalbim ağzımda atıyordu resmen.

"Buyrun," dedi Kerem sesini düzeltmeye çalışırken. Hepimiz pür dikkat kesilmiştik Kerem'e. "Ne?" Dediğinde ellerimin titrediğini hissettim. Kenan'ın eline tutuşturdu Kerem telefonu. "Ceylin uçağı kaçırmış, şarjı bitmiş," dedi bize dönüp. Binmemiş miydi yani?

Derin bir nefes koyverdim. Gözlerine baktım Kerem'in. Kenan'ın ağlamasıyla karışık güldüğünü duydum ama çoktan odadan çıkan Kerem'in ardından gitmiştim.

Dış kapıya doğru gidip tam orada durduğunda kesişti gözlerimiz. Gözündeki korku titretti içimi. Yanına gidip boynuna doladım kollarımı. "Aklım çıktı," diye fısıldadı. "Hazin, çok korktum."

"Şükür ki binmemiş," dedim sessizce. "Geçti ve bitti." Daha da kendime çektim onu. Derin bir nefes verdiğini, nefesini boynumda hissedince anladım. Benden ayrıldığında, bir süre öylece baktı gözlerime. Parmaklarımla yanağını okşadım. Aynı şeyleri ben hissettiğimde, Kenan vurulduğunda o çok sakindi ama ben öyle olamıyordum. Yanında dimdik duramıyordum ve bu canımı çok sıkıyordu.

"Gidip evi dolaşayım, arayıp duruyorlar... Sen de hazırlan, bir şeye ihtiyacın olursa ara tamam mı?" Dedi daha dinç bir sesle. Gülümsedim. "Tamam, ararım. Dikkat et kendine." Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurduğumda belimden tutup sırtımı kapıya yasladı. "İçeride insanlar var," diye fısıldadım. Umursanmadım, bu kez o öptü beni. "Akşam devamını alırım," diye fısıldadı geri çekildiğinde. Kulaklarım ve yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissediyordum. Bana sırıtarak baktığında eğdim başımı.

"Hadi git artık," dedim elimi enseme götürerek. "Kovuyor musun sen müstakbel kocanı?" Dedi bana doğru bir adım atıp.

"Aa Kerem," dedim uyarırcasına. "İnsanlar var içeride, git hadi."

Dışarı çıktığında derin bir nefes koyverdim. Kalbim hala hızlı hızlı atıyordu, şoku atlatamamıştım. Kenan koşar adım odadan çıktığında yüz ifademi toparlayıp gülümsedim. "Geberdim," dedi bana bir anda sarılıp. "Kerem'i daha iyi anladım..."

ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin