BÖLÜM ON DÖRT: "GÖĞSÜME YAT."

49 4 7
                                    

Selaaam! Bilirsiniz, A.A.H bölümleri biraz uzundur... Heh, bu daha da uzun. 4550 kelime ile bölümü kapattık arkadaşlar. Hatta bölüm boyunca müzik dinleyebilin diye her sahnenin vibeini veren bölüm şarkılrı da seçtim size :)
Papatya'nın aslan burcu egosu el sallıyor size zkdmdkdmkd.

Eh, çok uzatmıyorum bölüm yeterince uzun kdndkd. A.a.h 600 okunma olmuşken bu bölüm güzel gider bence. Ama sonu... 🙄

Haydi bakalım, keyifli okumalar o zaman!

Bölüm şarkıları;
Kolpa-Gurur Benim Neyime?
Sezen Aksu-Köprü
Majeste-Aşk dediğin
Pera-Kimseler
Onur Can Özcan-İntihaşk

"Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum. "

~Tolstoy-İtiraflarım

⚖️

LORİN'DEN

"Lorin, sen gel canım benimle, gel konuşalım."

Kerem Abi'ye baktım soluma dönüp. "Yok," dedim. "Ben..."

"Gel hadi," dedi koluma dokunarak. Aptal aptal bakarak arkasından ilerledim, bir alt kata indik. Gösterdiği odaya girdiğimde kapıyı kapattı.

"Tek mi geldin?" Dedi, koltuğa otururken. Karşısına oturdum. "Tek geldim," dedim sessizce. "Neden peki?" Dedi gözlerime bakarak. "Ablam," diyebildim sadece. "Ablam için... Belki konuşur benimle diye. Ama sanırım... Yani o kardeşini bulmuş. Sorun yok, giderim."

"O benim kuzenim," dedi. "Biri tarafından tacize uğradı ve bugün davası vardı. Ablan onun savcılığını yaptı. Davayı kazandığımız için öylelerdi."

"Yok... Olabilir, bir şey deme hakkım yok." Dedim sessizce. "Ne hissettin?" Dediğinde ayağa kalktım yavaşça. Konuşamadım, bir süre sustum. Cam kenarına ilerledim, odanın içinde dolandım.

"Canımdan parça olarak gördüğüm ablam, beni tanımıyor," dedim omuz silkerek. "O çoktan başka birini canından bir parça yerine getirmiş zaten. " Sol gözümden bir damla yaş aktı. "Babama lanetler okuyorum, bunu öğrendiğimden beri... Çok acı değil mi? Bakıp bakıp izledim onları... Orada ben olabilirdim, öyle bir şansım vardı... Tam bir hiç gibi hissettim Kerem Abi... Dünyada en hiç hissettiğim an o andı."

Ruhum daralmıştı, kendimi gerçekten bir hiç gibi hissediyordum.

Kapı hızla açıldığında ablam içeri girmişti. Gözlerimdeki yaşları sildim, yanından geçip kapıdan çıkacakken kolumdan tuttu.

"Geç, otur," dedi yüzüme bile bakmadan. Benim suçum neydi? Bana neden her şeyin sorumlusu benmişim gibi davranıyordu?

"Gideceğim," dedim. "Senin inadın bana sökmez Lorin Hanım." Dedi daha yumuşak, alaylı bir sesle. Bu kez yüzüme bakmıştı.

Pes ederek az önce oturduğum koltuğa tekrar geçtim.

"Anlat bakalım," dedi Kerem Abi'ye bakmadan, yanından geçip koltuğuna otururken. Onun ayağı mı sekiyordu? Masadaki isimliğe baktım.

Hazin Efil İpekçi.

Ablamın ismi çok güzeldi.

"Ben senin sorguladığın şüpheliler değilim abla, her ne kadar bana, her şeyin sebebi benmişim gibi suçlu muamelesi yapsan da. "

ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin