BÖLÜM DOKUZ: "GEÇMİŞ, ASLINDA HİÇ GEÇMEZMİŞ.

77 14 165
                                    

Selam nasılsınız? Bu bölüm birazcık kısa çünkü diğer bölümü birazcık bomba yaptım, ard arda iki bölüm dolu dolu olsun istemiyorum. Bu bölüm biraz sakinleyelim :))

Bölüm şarkıları;
Mary Jane-Tövbe
Madrigal-Senden Yoksun
Sezen Aksu-Yarası saklım

Hayattaki en güzel mutluluk sevildiğinden emin olmaktır.

~Victor Hugo

⚖️

Kendimi açıklama isteği ile, hızlıca Kerem'e döndüm. "Eski sevgilim ama takıntılı! Gerçekten onu umursamıyorum, engelledim her yerden ama ulaşıyor bazen böyle! Konuşmuyorum bile gerçekten! "

"Kumralım benim," dedi yatıştırıcı bir ses tonuyla. Tamamiyle bana döndü. Yüzüm, avuçlarının arasındaki yerini bulduğunda, "Ben sana inanıyorum zaten, sakin ol... Kendini böyle boş şeyler için strese sokup açıklama yapmak zorunda değilsin. Ve bende eski sevgilin gibi bir mağara adamı değilim. "

Yüzümde, rahatladığımı belli eden bir ifade belirdi. "Sadece, " dedi telefona bakarak. "Eğer izinin olursa, ki lütfen olsun, şu Kerem'e bir ayar vermek istiyorum. Alabilir miyim?"

Telefonumu, pes etmişçesine ona verirken, kemerini çözüp arabanın kapısını açtı. Arabadan inerken, "Sevgilime yazmak nasıl oluyormuş görsün bakalım babasının tersten çıkardığı," diye söylendi. Sanırım şu küfür-argo konusunu hatta sigara ve alkol konusunu da konuşmamız gerekiyordu. Hem, ona zarar veren şeyleri kullanmasına nasıl göz yumabilirdim ki?

⚖️

Dakikalar sonra, arabaya binmişti ve bana hiçbir açıklama yapmamıştı. Sorduğumda, artık kafama takmamam gerektiğini söyleyerek kestirip atmıştı. Telefonumdaki mesajların silindiğini görmüştüm. 

Kenan'ın yanında refakatçi olarak Kadir'in kaldığını biliyordum. Hastaneye vardığımızda, kapının önünde Kamer'i gördüm.

"Hazin Abla, hoşgeldin," dedi boynuma sarılarak. "Hoşbulduk güzelim," dedim ondan ayrılıp yüzüne bakarken. En sonki telefon görüşmemizde, Kenan ile az da olsa konuştuğunu söylemişti.

Kenan ile birbirimizin yüzüne nasıl bakacaktık, işte onu bilmiyordum.

"Abin içeride değil mi?" Dedim kapıyı işaret ederek. "İçeride."

"Kamer," dedim. "Sorsana bi', Hazin Abla'm gelmiş desene..."

Kamer, başını sallayıp içeri girdiğinde, birinden destek almak istedim. Biri, Kerem'di.

"Sevgilim," dedim yavaşça ona sarılırken. "Nasıl davranacağını bilmiyorum..."

"Özür dilemesi gereken o değil mi sence de?İçeri gir, geçmiş olsun dileğini söyle, onun tepkisine göre bakarsın... Ben sana güveniyorum..."

"Hazin Abla, gel hadi."

Kamer'in sesi ile, Kerem'den ayrılıp odaya yöneldim.  Kenan'ı gördüğümde, gözlerimin dolduğunu hissettim. Kadir, sessizce bir baş selamı verip çıktığında, "Geçmiş olsun," dedim Kenan'a hitaben, sessizce. Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde, "Hiç gelmeyeceksin sandım," dedi. Gözümden, bir damla yaş aktı. "Özür dilerim, " dedi. "Çok özür dilerim kalbi güzelim... Çok özür dilerim sana dediklerim için... Allah belamı verdi ama bak..." Hafifçe güldüğünde, yavaş adımlarla yanındaki koltuğa ilerledim. Gözümden akan yaşı sildim. "İyi misin şimdi?" Dedim sessizce. "Benimle kavga ettiğin için mi oldu Kenan? Dikkatin mi dağıldı? "

ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH Where stories live. Discover now