BÖLÜM ON SEKİZ: "RUHUM SÖKÜLDÜ."

20 3 0
                                    

Selam! Nasılsınız? Artık en hızlı, olayların karıştığı yerlerdeyiz. Önümüzdeki üç-dört bölüm biraz sancılı geçecek. Çok uzatmıyorum, sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar!

Bölüm Şarkıları;
İkiye On Kala-İyi Ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar
Dediler Ki-Anlarsın
Adamlar-Döndürüyor
Sena Şener-Sevmemeliyiz
Pinhani-İyi Değilim Ben

"Onu sevmek nefes almak gibiydi. Gel de nefes almaktan vazgeç şimdi."

~Mevlana

⚖️

"Kardelen?"

"Anlayamadım savcım?" Dedi Cüneyt bana doğru eğilirken.

"Ben bu kızın evine ekip göndermedim mi?" Diye bağırdım bir anda. "Savcım bende size onu diyecektim..." Dedi Cüneyt. "Arkadaşlar binanın önünde beklemişler. Muhtemelen apartmandan biri-"

"Nerede onlar?" Dedim. "Ne halt ediyorlarmış kız burada öldürülürken?"

Resmen burnumdan solurken "Buradayız savcım," diye bir ses duydum. Güçsüz bir ses. Öfkeden ateş saçan gözlerim iki memura döndü. "Ne halt ediyordunuz?" Dedim bir adım üzerlerine giderken. "Ben sizi buraya kızı korumanız için gönderdim değil mi?"

"Savcım biz dışarıda bekliyorduk, ses duymadık ki." Dedi bir tanesi.

Telefonumun çaldığını duyduğumda cebimden telefonumu çıkarıp Kerem'den gelen aramayı cevapladım.

"Sevgilim nasıl durumlar?"

"Kerem," dedim sessizce. Arkamı dönüp yavaş adımlarla salondan çıktım. "Bir şey olmuş ne oldu?" Dedi korku dolu bir tınıyla. "Kerem, Kardelen... Ölü bulunan kız Kardelen..."

"Ne?" Dedi. "Evine ekip verdin... Hazin nasıl?"

"Apartmanın önünde bekliyorlarmış..."

Zihnimde bir şimşek çaktığında "Kerem," dedim daha sesli bir şekilde. "Zarfın üzerindeki Kardelen'in kanı olabilir."

"Bakacaklar şimdi. İçinde de bir mektup var. Sana yazmışlar."

"Ne yazmışlar?" Dedim. Sesim kısılmıştı. "Davayı açtığın gibi kapat falan filan işte. Ben şimdi emniyete geçeceğim, dikkat et kendine. İyisin değil mi?"

"Mecburen," dedim. "Depresyon modu istiyorum esasında ama... Bu davayı ölsem bırakmam. Bu kız için adaleti sağlayacağım."

"Dikkat et kendine, emniyette olacağım bebeğim. Kapatıyorum şimdi."

"Tamamdır," dedim telefonu kapatmadan hemen önce. Aramayı sonlandırıp telefonumu cebime koydum. Başım zonkluyordu. Karşımda dikilen iki memura nefretimi kusmayı bırakıp işime odaklanmalıydım.

"Cüneyt," dedim salona girip. "Apartmanda kim oturuyorsa hepsini emniyete alın, şüpheli bir şey yakalarsanız bana haber veriyorsunuz ayrıca kız sabahki adamın evini izlediğini söylemişti. Adamın ismi Cesim Serdaroğlu. Arama izni çıkarıp evini arayalım adamın, emniyete geçince onu birde ben sorgulayacağım."

Cesede baktım tekrar. Bu kız daha bir kaç saat önce emniyette yemeğini yerken bize gülücükler saçmıştı. Şimdiyse yerde kanlar içinde cansız bedeni vardı.

ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ