BÖLÜM ON ÜÇ: "TOPRAK KOKAN GÖZLERİ."

32 4 0
                                    

Sellaaaammm! Nasılsınız? Elimde olmayan nedenlerle iki hafta beklettim sizi, kusura bakmayınn. Geç olsun, güç olmasın demişler, buyrunuz bölüm efendim...

Bölüm şarkıları
Cem Çınar-Sevmekten Başka
Pinhani-Aşk Bir Mevsim
Pera-Uyu Bebeğim
Nilüfer-Seni Beklerim Öptüğün Yerde

"Sır gibi seversen eğer, muradın gerçekleşir. Çünkü tohum, toprağa gizlenirse yeşerir.

              ~Mevlana

KEREM'DEN.

Elimi tutan eline baktım. Elleri yumuşacıktı, zarifti. Her yönüyle çok zarifti...

"Kerem," diye fısıldadı güçsüz bir sesle. Gözlerini tekrar kapattı. "Bebeğim," dedim gözlerini araladığında. Hastanede olduğumuzu fark ettiği anda yüzüne yayılan korku, kolundaki serumu gördüğü anda daha da barizleşmişti. Hastanede bir şeylerden korkuyordu ama ne olduğunu çözememiştim. Meslek hayatına baktığımızda sık sık cesetlerle karşılaşıyordu ama küçücük şeylerden de korkuyordu.

"Bir şey yok," dedim saçlarını okşarken. "Bitti serumun, hemşire hanımı çağırayım çıkarsın, gidelim."

Ayağa kalktığımda "Bunu takmalarına neden izin verdin?"

"Neyi," dedim. Kolundaki serumu işaret etti. "Beni buradan götür sadece," dedi dudaklarım aralandığında. Ardından çatık kaşlarıyla gözlerini kapattı.

🍷

"Deniz kenarına gidelim," dedi. Kemerini taktı, ben onu izlerken. Sol kolunu kullanmamaya özen gösteriyordu.

"Sen istersen gideriz," dedim arabayı çalıştırırken. Canının acıdığını kalbimin tam ortasında hissediyordum. Derin bir nefes verdi.

"Bugün olanları bir süre unutup, deniz kenarında beraber vakit geçirebilir miyiz?" Dedi bana dönüp. Kaçmayı çok seviyordu ama kaçtığını asla kabul etmiyordu.

"Kaçmıyorum," dedi cevapsız kaldığında. Aklımdan geçenleri okumuş gibiydi. "N'olursun kaçıyorsun deme bana çünkü kaçmıyorum. Sadece korkuyorum. "

"Neyden peki?" Dedim ona döndüğümde. Arabaya bindiğinden beri salladığı sol bacağına elimi koydum. Stres yaptığı çok belliydi. Sanırım kollarımda bir uykuya ihtiyacı vardı.

"Gel,"dedim kollarımı bedenine dolarken. "Korkuyorum ama neden korkuyorum bilmiyorum," dedi. "Öyle bir his ki bu... Bilmiyorum..."

"Ben varım," dedim sessizce. "Yanındayım, her an... Korkmanı gerektirecek bir şey yok, artık yalnız değilsin."

"Değilim," diye tekrarladı beni. "Sen varsın."

Benden ayrılıp yüzlerimizi karşılıklı getirdiğinde alnına bir öpücük kondurdum.

"Gidebilir miyiz?" Dedi hastanenin bahçesine sirenleri açık halde giren ambulans ile.

"Gidelim," dedim kontağı açıp. Arabayı hastanenin bahçesinden çıkardım ve gündüz gittiğimiz sakin yere doğru sürmeye başladım.

"Kolum acıyor," dedi nazla. Bu nazları beni benden alıyordu. "Koluma neden bir şeyler sokmalarına izin verdin?" Sonra "Acıyor," dedi nazlanarak.

ACININ ASALETİ: HÜZÜNGÂH Onde as histórias ganham vida. Descobre agora