6. Bölüm: "Senden Çok Korkuyorum"

En başından başla
                                    

"Gel..."

Biraz sert çekmiş olacak ki kadın düşer gibi koltuğa oturdu. Tülbentinin üzerindeki beyaz örtü düşmüş, bal rengi gözleri korkudan bir kez olsun adama bakamıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibi salonun her yerinde gözlerini endişeyle gezdirdi. Kalbi hızlı hızlı atıyor, adam da bunu fark etmesine rağmen içinde derinleşen şüphenin izini sürüyordu.

Kadın, bir ateşin üzerine oturmuş gibi durmadan kıvranıyor, kalkmak istemesine rağmen hareket edemiyordu. Talha, onun bu titrek hâline, gözlerini durmadan salonda gezdirip kendisine tek bir kez bile bakmamasına, terleyen ellerini namaz elbisesine silip duruşuna bakıp durdu.

Esmer yüzüne, ince kaşlarına, bal rengi gözlerine, küçük dolgun ve titrek dudaklarına, çenesinin altındaki minik bene; yüzünün her ayrıntısına dikkatle baktı. Evlendiğinden beri ona asla bu kadar uzun ve dikkatli bakmamıştı. Bir anda onun yüzündeki sade ve duru ifade yutkunmasına sebep oldu. Sena'yı düşündü. Karşılaştırma yapacak olursa Sena daha çekici, daha güzel bir kadındı, ilgisini nasıl kendi üzerinde tutacağını bilen, tanıştıkları ilk andan beri kendisine yaklaşmaktan utanmayan, şuh kahkahalarla gülen o kadın...

Fakat Meryem... Şimdi yanında oturup onu izlerken bile kaçıp saklanmak ister gibi etrafına bakınıyor, ürkek bir kuş gibi titriyordu. Bir kez bile kahkaha atarken onu görmemişti. Bir kez bile ilgisini çekmek için kıyafetinden makyajına kadar kendisine özen gösteren biri olmamıştı. Hatta gözünde bakımsız, saf, kadınsılıktan uzak, çocuk gibi bir kadındı Meryem. Ona hiç yakınlık duymamasının ve ona karşı hiçbir sevgi hissetmemesinin sebebi de bu değil miydi? Bu çocuksu hâl, bu bakımsızlık ve bu hüzünlü çehre...

Fakat şimdi... Şimdi neden o ikisini karşılaştırıyor ve Meryem'in yüzünde daha önce hiç fark etmediği duru bir güzelliğin ve sadeliğin onu etkilenmesine izin veriyordu? O, makyajlı, bakımlı, giyimine dikkat eden, neşeli kadınları sevmez miydi? İstediği gibi giyinen, istediği aşk sözcüklerini duyduğu ve istediği şekilde hareket eden kadınları... Tıpkı Sena gibi... Bu özellikler onu kendisine bir mıknatıs gibi çekmez miydi? Fakat şimdi... Karşısındaki bu soluk yüz, onu kendisine çeken bir gizemi içinde barındırıyor gibiydi. Âdem'i öğrenmek mi buna sebep olmuştu? Daha önce avcunda hissettiği ve koşulsuz sevgisiyle gurura kapıldığı kadının aslında bir başkasını sevdiğini öğrenmek mi onu bu hâle getirmişti? Hiç bilmiyordu.

Âdem denen o adamın da bu yüzü görüp görmediğini ölesiye merak etti o an. Çenesi tekrar öfkeden kasıldı. Bu zamana kadar ondan veya ailesinden başka hiçbir erkek, karısının yüzünü görmemişti. Acaba ona olan özlemini kağıtlara dökecek kadar seven bu kadın, o adama yüzünü göstermiş miydi?

İçindeki meraka yenilerek karısının çenesinden tuttu ve durmadan kendinden kaçıp duran bakışlarını kendisine çevirmesi için yüzünü hafifçe kendisine çevirdi. Bal rengi gözlerine dikkatle baktı. Sanki o gözde ihanete dair bir emare arıyor gibi dikkatle baktı. Elini kadının yanağına koyduğunda ise Meryem, bir ateş yüzüne değmiş gibi irkilerek ayağa kalktı. Gözleri dolmuş, elleri titremeye başlamıştı.

"Ben... Benim gitmem lazım, dersimi dinleyeceğim."

Hızlı adımlarla yemek masasına yöneldi. Bilgisayarını ve defterini alıp odaya doğru gitmek için koşar adımlarla salondan çıktı. Talha ise eli hâlâ havada öylece bekliyordu.

"Benden kaçmasının sebebi de Âdem mi?" diye mırıldandı. Gözlerindeki o titrek ifade, suçluluk duygusu muydu? Meryem, kendisini aldatıyor muydu?

***

Meryem, saatler önce yaşadığı o tuhaf andan ötürü allak bullak hissediyordu. Odasına geçince sarsılarak ağlamış, hıçkırıkları duyulmasın diye yüzünü yastığa bastırmıştı. Hıçkırıkları dinip de ağlaması iç çekişlere döndüğünde yüzünü yastıktan çekip yatakta kıvrılarak uzandı. Çenesine ve yanağına; adamın dokunduğu yerlere dokundurdu parmaklarını.

ÂdemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin