Ablamın karşı koltuğuna uzanıp elimi yüzümün altına koydum Tolga ablamın üzerini battaniyeyle örtmüştü ilk kez kendi ailemden biriyle olduğum için mutluydum çünkü bu ev bana iyi hissetmiyordu ve bu gece de son gecemdi.

~~~~~~~~

Gözlerimi araladığımda hemen kafamın yanında oturan Siyah'ı kucağıma alıp öpmeye başladım çok güzel kokuyordu ve bana alışıp sırnaşması çok güzeldi.

"O kedi de ne?"

Ablam elinde sandviçle yanımıza yaklaştığında Siyah'ın patilerini tutup kaldırdım.

"Ben Siyah. Tuğkan'ın oğluşuyum."

"Memnun oldum Siyah bende Asya'nın ablasıyım ismimde Şule."

İkimizde aynı anda gülmeye başlamıştık uzun zaman sonra böylesine gülmek bana iyi gelmişti kucağımdan kaçan Siyah'ı yakalamak yerine kalkıp ablamın yanına oturdum ve ona sarıldım.

"Bugün tüm bunlardan tüm bu insanlardan kurtuluyoruz."

Asansörün açılmasıyla Siyah'ın o tarafa koştuğunu görmüştüm gelenin Tolga olduğunu görünce gitme vaktinin geldiğini anladım.

"Seni aşağıda bekliyor."

Şaşkın bir şekilde ona bakıyordum.

"Gidiyoruz değil mi?"

"Bilmiyorum."

Ablama gel işareti yapmıştım ve asansörün yanında duran Siyah'ı kucağıma alarak asansöre bindim.

"Kim bekliyor."

"Abim ve Atalay."

Asansörden indiğimizde bekleme yerindeki büyük deri koltuklarda oturan Atalayla Tuğkan'ı görünce bir gariplik olduğunu anlamıştım başlarında dikilen adamlar oldukça rahatsız ediciydi sürekli çevredeydiler ve gözlüklüydüler.

  Tuğkan'ı görür görmez kucağımdan atlayan Siyah koşup kucağına atlamıştı ve sahibine iyice sokulmuştu arından Tuğkan kedisinin başını sevip ayağa kalktı ve yanıma geldi.

"Ne olursa olsun güçlü dur seni buradan çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım."

Tuğkan'ın dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım.

"Asya."

Atalay'ın bana seslenmesiyle ona baktım.

"Orada Doğanla ne konuştun?"

Yavaş adımlarla üzerime doğru yürüyordu.

"Hiçbir şey."

Kaşının üzerindeki morluk dikkatimi dağıtıyordu.

"Doğruyu söyle istersen." 

Sertçe kolumu tuttuğunda herkes birden haraketlenmişti.

"Kolumu bırak!"

"Atalay!"

Tuğkan Atalay'ın kolunu tuttuğunda Atalay ters ters Tuğkan'a bakarak kolumu bıraktı ve yanımdan geçip yürümeye başladı adamları peşinden yürürken önümde duran Tuğkan'a döndüm.

"Noluyor Tuğkan? Gitmiyor muyuz?"

Umutsuzca bana baktığını anladığımda dünyam başıma yıkılmıştı neden beni serbest bıraktığını anlamadığım gibi şimdi tekrar bana engel olduğunu burada zorla tutacağınıda anlamıyordum yine burada tıkılıp kalmıştım.

~~~~~~~

Tuğkan'dan

Kapımın tıklanmasıyla yattığım yerden kalkıp kapıyı açtım kucağında Siyahla odama giren Asyayı gördüğümde sanki tüm sinirim yok olmuştu.

"Artık burada hapis olduğuma göre Siyah'ı verecek başka birini bulmalısın."

Sesinin titrediğinden ne kadar korktuğunu anlıyordum Atalay'ın yine ona işkence edeceğinden korkuyordu.

"Ona başka sahip bulmama gerek kalmadı gitmeyeceğim."

Değişen yüz ifadesiyle bana baktı.

"Cidden mi vaz mı geçtin gitmekten?"

Sesi sanki yerine gelmiş gibi konuşmuştu gitmiyor olmama sevinmişti.

"Evet."

Bana sarıldığı anda haraketsiz kalmıştım beyin fonksiyonlarımın çalışmadığını düşünüyordum çünkü bu an yaşanıyor olamazdı.

"Sevindim."

Benden ayrıldığında elinde tuttuğu zarfı uzattı.

"Her şey için saol."

Zarfı almamla arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamıştı kapımı kapatıp içeriye girdiğimde o anın etkisi hâlâ üzerimdeydi bana sarılmıştı gitmiyor olmama sevinip bana sarılmıştı.

Kapının sertçe vurulması üzerine kendime gelmiştim ve kapıyı kıracak gibi vuran kişi kapıyı kırmadan kapıyı açmalıyım diye düşünerek hızlı davrandım.

"Bunu bana nasıl yaptın ha!"

Sinirden, öfkeden gözü donmuş Tolga odaya dalıp bağırmaya başlamıştı.

"Ben senin kardeşinim lan kardeşin!"

Sertçe beni göğsümden ittirip ağlamalarının arasından bağırmaya devam etti.

"Bu kadar basit miydi yani?"

Son söylediğinde bağırmamıştı öncekilere göre daha çok hayal kırıklığı vardı.

  Yorum yapan herkese çok ama çok teşekkür ederim iyiki varsınızzz🤎🤎🤎

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now