"Yaşıyorum görüyorsun."

Uyuşmuş şekilde olan konuşması beni daha da öfkelendiriyordu konuşmakta bile zorlanacak şekilde dövmüşlerdi.

"Neden beklemedin amına koyayım!"

Tolga'nın uzattığı birayı başına dikledi.

"Doğan beni aradı ve Asya yanındaydı."

"Yine de beklemeliydin!"

Aynadan Asyaya baktığını görebiliyordum ardından gözlerimi yola çevirdim onları böyle görmek istemiyordum.

"Atahandan bahsettiler mi?"

"Hayır neden?"

Başımı iki yana salladım.

"Sordum. O da orada olmalı döndülerse o da onlarla dönmüştür."

"Ben kimseyi görmedim." Dedi ve birayı başına dikti.

"Vardığımızda yaralarına bakarım onlara bunun hesabını soracağım."

  Arka koltukta kıpraştığını fark ettiğimde tekrar aynadan baktım.

"Kendim hallederim. Kimsenin yardımına ihtiyacım yok."

Yine aynı tavrı üzerindeydi onu bir güzel benzetmiş olmalarına rağmen gurur yapıyordu.

"Özür dilerim dün olanlar için."

Tolga'nın dün saldırdığı andan bahsettiğini anladığım anda aynadan Atalay'a baktım tepki vermiyordu ardından dudaklarını araladı.

"Önemli değil."

Şirketin önüne gelmiştik kapının açılmasıyla içeriye girdim ve ardından garaja doğru sürmeye başladım arabayı park edince Tolgaya Asyayı götürmesi için işaret etmiştim daha sonra Atalay'ı kolundan çekip, çektiğim kolunu boynumdan geçirdim ve benden destek alarak yürümesini sağladım.

"Babana sor ne zaman yapacağım gününü bilsem iyi olur."

Boş gözlerle bana baktığında acıdan düşünemediğini düşünerek üstelemedim ve sustum onu odasına çıkardıktan sonra katını terk ettim ve 23. Kata yani bir alt kata bastım onunla konuşmalıydım.

  Telefonum çaldığını fark ettiğimde asansörden iniyordum o ise koltukta oturuyordu telefonu açıp kulağıma kaldırdım arayan Tolgaydı.

"Abi. Şuleyi Asya'nın odasına mı çıkarayım?"

"Şimdilik böyle olsun sonrasına Atalay karar verir."

Telefonu kapadıktan sonra hangi birini düşüneceğimi şaşırmıştım Asyayla ablası burada mı kalacaktı ya da kalacaksa ne olacaktı yolda gelirken Tolga babalarının evden kovduğunu söylemişti keşke burası bana ait olsaydı da ikisinede sahip çıkabilseydim.

~~~~~~~~~~~

Asya'dan


  O an aşağıda dövülen Atalay'ı gördüğümde bana yaşattıkları beni hiç acımadan dövdüğü anılarım canlanmıştı ürpermiştim ve gözlerimi sıkıca yumdum ne olursa olsun bu yaşananın gerçek olmamasını diliyordum bir insanı böyle öldüresiye dövmek çok vahşiceydi ne kadar bunu hak ediyorda olsa o da bir insandı acıma duygusu olmayan bir insan.

"Sana yaşattıklarını yaşıyor."

Doğan'ın sesi sanki beynimde yankılanıyordu.

"Hissettiklerinin aynısını yaşacak."

Doğan'a baktığımda gözümden akan bir damla yaşı yanağımdan süzülürken hissetmiştim.

"Siz onun gibi olmayın."

Elleri cebinde aşağıyı izlerken diline gelemeyen düşünceleri olduğunu biliyordum.

"O yaşattıklarını yaşamadan ölmeyecek."

İçimin daraldığını hissediyordum birine işkence etmek tüm bu insanlara çok kolay geliyordu aniden kolumdan çekerek beni içeriye doğru döndürdü.

"Ama şimdilik yaşamasına izin vereceğim."

Beni dışarıya doğru götürürken yürüyordum ama nasıl yürüdüğümü bir allah biliyordu aynı kapıya geri geldiğimizde diğer tarafa geçeceğimizi anlamıştım gözlerimi bile kırpmayı unutmuştum zorla nefesimi düzene sokarken şirketin girişine geçecek o dar koridorda yürüyorduk.

"Hazır mı?"

Bizimle beraber yürümeye başlayan adamına sorduğu soruyu algılamaya çalışırken hâlâ gözümün önünden o sahne gitmiyordu.

"Başında bekle."

Doğan yanımızdan uzaklaştığında konuştuğu adamla yalnız kalmıştım.

"Otur."

Dediğini yapmıştım zaten dizlerimin titremesinden daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum ellerimi dizlerime bastırıyordum o anın şokunu bana dediklerini algılayamıyordum.

Yaklaşık yirmi dakika sonra Doğan yanında adamlarıyla beraber şirkete girdiği anda aralarında sürükleyerek getirdikleri Atalay'ı gördüm ayağa kalkmamla başımda dikilen adam kolunu önüme uzatıp beni durdu.

"Misafirlerimiz gelmiş."

Doğan'ın ne dediğini anlamıştım gözlerimi kanlar içinde olan Atalaydan ayıramıyordum.

Adam beni kolumdan tutup dışarıya çıkardığında havanın soğukluğu sanki içime işlemişti ilerideki kalabalığı gördüğümde anlamıştım Tuğkanlardan bahsediyordu.

  Önce Tuğkan silahını çekip Doğan'a nişan aldığı anda herkes silahlarına sarılmıştı. Doğan'ın adamları Atalay'ı sürükleyerek götürmeye başladıklarında bende ileriye doğru adım atmıştım ama adam yine beni engellemişti.

"Tolga sende Asyayı al."

Tuğkan'nın sesini duymamla Tolgayı yanımda görmem bir olmuştu.

  "Sakin ol kimseye zarar vermeye niyetimiz yok sadece burası tek başına gelinebilecek bir yer olmadığını görün istedim." 

Tolga beni karşı tarafa götürürken konuşan Doğan'ın bu sözlerine Tuğkan sinirlenmişti ve üzerine yürüdü.

"İyi misin Asya?"

Tolga'nın sorusuna başımı sallamıştım.

"Gidiyoruz!"
 
Tuğkan'ın komutuyla herkes arabalara binmeye başlamıştı Tolga da beni Atalay'ı bindirdikleri araca götürürken ellerimin titrediğini anca fark etmiştim Tuğkan'ın gelip binmesiyle buradan uzaklaşmaya başladık.

  Yorum yapmayı unutmayın lütfen :(

Ateşin İzleri Where stories live. Discover now