18

199 33 17
                                    

Lee Felix'ten..

Her sabah olduğu gibi okula gitmek için hazırlanmış bir şekilde bahçeye çıkmıştım ama bu sefer bir farklılık vardı.

Ellerini iki cebine yerleştirmiş, beni gördüğü gibi yüzünde gülümseme oluşan ve bana dünyanın en değerli şeyiymişim gibi bakan bu çocuk sevgilimdi artık.

"Bugün fazla mı güzelsin?" diye sordu Minho yanına ulaştığımda. Normalden farklı hiçbir şey yapmamıştım. Kombinim bile farklı değildi, yaklaşık 4 yıldır giydiğim okul üniformalarıydı.

"Utandırma, salak. Bugünün ne farkı var?" dedim yüzümde gülümsemeyle.

"Sevgilim olduğun için ayrı güzel geliyor demek ki." Sevgilimi olduğumuz gerçeğini tekrar hatırlattığında gülümsemem büyüdü ve salak salak gülümsememe engel olamadım.

"Hâlâ inanamıyorum sevgili olmamıza." dedim sabahın körü olmasına rağmen birbirlerine sataşan Jeongin ve Jisung'u izlerken. Chan ve Seungmin de aynı bizim gibi flörtleşiyordu kenarda.

"Ben de." dedi Minho. Tam o sırada arkamızdan Hyunjin'in sesini duymamla arkama döndüm. "Canım çiftim, günaydın."

"Sana da günaydın Hyunjin." dedi Minho. Ben de gülümseyerek karşılık verdim.

"Okulda Taehyun'u görünce ne yapmayı düşünüyorsun? Tatil bitti." dedi Hyunjin hatırlamayı hiç istemediğimiz bir şeyi hatırlatarak. Minho bunu Hyunjin hatırlatana kadar unutmuş gibiydi. Modu saniyeler içinde düştü.

Minho cevap vermedikçe daha da gerildim. Tekrar kavga falan çıkmasını istemiyordum. "Sakın tekrar kavga çıkarma. Duyuyor musun? Ne derse desin, asla. Bak ben şu an senin yanındayım, senin sevgilinim. O ne derse desin değişmeyecek bu. Tamam mı?" dedim çıkabilecek olası bir olayı engellemeye çalışarak.

Minho dediklerim üzerine sunabileceği en tatlı gülümsemeyi sundu bana. "Sevgilinim desene bir tekrar."

"Ya Minho." dedim gülerek ve başka tarafa baktım utandığım için. "Sen ana düşünceyi anladın mı konuşmanın onu söyle bana."

"Anladım tamam, ama gözlerine sahip çıkmazsa eğer gözlerini oyarım onun haberin olsun." Ben ne diyordum o ne diyordu. Tanrım..

"Minho göz oyma falan yok, ne olursa olsun şiddet yok, söz ver yoksa gerçekten küseriz."

Minho'nun gözleri büyüdü. "Tamam, tamam. Küsme yok. Küsme ne? Yok öyle bir şey."

O kadar tatlıydı ki. Herkesten ve her şeyden saklayasım geliyordu bazen. Yanaklarını sıktım gülümseyerek, Minho gülerek kaçtı.

Sekizli yine tamamlandığında okula doğru yürümeye başladık. Her sabah olduğu gibi.

Lee Minho'dan..

"Evet çocuklar, testleri önden arkaya doğru uzatın. Jay arkaya dedim oğlum. Evet 20 dakikanız var. Hayır Soobin 25 yapamam. Başlayın."

Hocanın verdiği testleri arkaya doğru uzatırken sınıf kapısının birden açılmasıyla bakışlarım oraya döndü. Nöbetçi öğrenciydi gelen.

"Kusura bakmayın hocam. Lee Minho bu sınıfta mı?" dedi çocuk, bakışları tüm sınıfı taradı. Elimi kaldırdım kaşlarım çatılı şekilde. "Benim." dedim.

dulcet, minlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin