11

150 19 7
                                    

Perşembe günüydü.

Taehyun'la proje için buluşacaktık bugün, okul sonrası. Yine öğle teneffüsündeydik, yine sekizimiz beraberdik. Her zamanki köşemize çekilmiştik ve sekiz kişi farklı işlerle uğraşıyorduk.

Örneğin Jisung Hyunjin'in omzuna çıkmış, güzelim saçlarını dağıtmaya çalışıyordu. Bir nedeni var mı derseniz klasik kavgaları der geçerdim.

Changbin ve Jeongin uyuyorlardı. Changbin zaten uyumak için an kollayan biri olduğundan ona şaşırmamıştım fakat Jeongin'in de uyuyor olması garipsenecek bir olaydı.

Seungmin ve Chan ise bir şeyler konuşuyorlardı, arada bir Hyunjin ve Jisung'a dönüp onlarla şakalaşıktan sonra tekrar kendi aralarında konuşmaya dönüyorlardı.

Minho ise yanımdaydı, iyileşmişti, evet bir günde kendini toparlamıştı. Hâlâ halsiz hissetse de ateşinden iz kalmamıştı. Kalorifere yaslanmıştık yine ikimiz de.

Başım Minho'nun omzuna yaslıydı, bahçeden topladığım çiçeği inceliyordum evire çevire. Bir süre ikimiz de bir şey demedik, ben elimdeki pembe çiçeği atomlarına kadar incelemeye başladım.

O sırada sınıftan içeri Taehyun girdiğinde başımı Minho'nun omzundan kaldırmadan Taehyun'a baktım. Minho Taehyun'un geldiğini görünce gerildi.

Yanıma geldiğinde önce Minho'ya baktı Taehyun, Minho'nun yüzünü göremiyordum şu an ama ortamdaki gerginliği hissedebildim. İkisinin de birbirlerine karşı garip bir soğuklukları vardı. Benim bilmediğim bir kavga falan mı yaşanmıştı bilmiyordum fakat gariplerdi.

Bana döndü Taehyun. "Buluşuyoruz değil mi bugün okul çıkışı?" dedi. Başımı salladım ve başımı Minho'nun omzundan kaldırdım. "Kafede buluşsak?" diye sordum.

"Olur, sen yolu gösterirsin o zaman." dedi, "Anlaştık." dedim, uzaklaşmadan önce el salladı. El sallayışına karşılık verirken Minho'ya baktım, gözleriyle Taehyun'u takip ediyordu.

"Öldürecekmiş gibi bakma çocuğa." dedim yüzüne bakarken, kaşlarım çatılıydı. Bu bakışlarından ben bile korkuyordum.

"Yavşak herif ya, seninle konuşmak için an kolluyor sanki." diye mırıldandı, rahatsız olduğu her yerinden belliydi.

"Kollasın, ne olacak?" dedim, kıskanmak Minho'nun her zaman yaptığı şeydi, küçüklüğümden beri kıskanırdı fakat bunun nedenini anlamak çoğu zaman zor oluyordu.

Yüzüme baktı birkaç saniye, soruma cevap vermedi. Başını tekrar sınıftakilere çevirdi ve izlemeye başladı.

Lee Minho'dan..

"Kollasın, ne olacak?" dedi Felix, birkaç saniye yüzüne baktım. Ben de bilmiyordum bu sorunun cevabını.

Sahi, ne olacaktı? Felix'in birinden hoşlanma düşüncesi, ya da birinin ondan hoşlanma düşüncesi neden bu kadar rahatsız ediyordu?

Hepsini çok seviyor olmama rağmen Changbin için aynısını hissetmiyordum mesela, Seungmin için aynısını hissetmiyordum ama yine Felix'te böyleydi?

Küçüklüğümden beri hep bu soruya 'En yakınım olduğu için' cevabını vermiştim ama gerçekten bu muydu? En yakınım olduğu için miydi bu kıskançlığımın sebebi?

Küçükken ilkokulda da kimsenin Felix'e yaklaşmasına izin vermezdim, ortaokulda da en yakın arkadaşı bendim. Şimdi lisedeydik, hem de son yılımızdı ve bu dönem herkesin sevgili yaptığı dönemdi. Birden ortaya çıkan bu çocuk neden beni bu kadar rahatsız ediyordu?

dulcet, minlixWhere stories live. Discover now