5

174 25 7
                                    

Lee Felix'ten..

"Hanbin nereye götürdü bu Minho'yu?" dediğini duydum Hyunjin'in, alt katın balkonundaydık, bir masanın etrafına yedi kişi oturmuştuk fakat Minho eksikti. 10 dakika olmuştu Hanbin tarafından götüreli, geri gelmeyecek miydi?

"Ben tuvalete gideceğim." diyerek kalktım masadan, tuvalete falan gitmeyecektim. Minho'nun nerede olduğunu merak ediyordum.

Evin içine girdim, etraf fazlasıyla kalabalıktı, burada Minho'yu bulmam imkansız gibi bir şeydi. Mutfağın yanına merdivenleri görmemle etrafıma bakındım, çıkmanın yasak olduğuyla alakalı bir şey yazmıyordu.

Yine de birinin kızma ihtimaline karşı dikkatli şekilde çıktım merdivenleri, üst kat bomboştu. Anlaşılan parti sadece alt kattan ve bahçeden ibaretti.

Nerede olduklarını düşünerek etrafıma bakındım, sonra balkon gözüme çarptı. Loş bir ışık geliyordu balkondan, mum ışığına benziyordu daha çok.

Balkona doğru adımladım, yaklaştıkça etraftaki mumları görebiliyordum. Tamamen görebilecek konuma geldiğimde önce tüm balkonu kaplayan mumları gördüm, sonra 2 kişilik masayı.

En son da onları gördüm. Minho ve Hanbin'i. Öpüşüyorlardı. Gördüğüm manzarayla gözlerim açılırken beni fark etmemeleri için hızla geri adımladım ve duvarın arkasına geçtim, neyse ki ses çıkarmamıştım.

Gözlerim doldu, ses çıkarmamaya özen göstererek tekrar aşağı indim. Bacaklarım titriyordu, ellerim de öyle. Bulanan gözlerimden hiçbir şey göremiyordum.

Merdivenden indikten hemen sonra sağımdaki mutfak tezgahının üzerinde duran alkolu hızlıca bardağa doldurup kafama diktim. Düşünmemenin tek yolu buymuş gibi geldi o an.

İçtiğim gibi pişman oldum çünkü tek bardakta bile midem bulanmaya başladı fakat durmadım, bir bardak daha içtim. Ve bir bardak daha. Midem aşırı derecede bulanmaya başladığında daha fazlasını içemedim, başım dönüyordu.

Bir yere tutundum, etrafa tutunarak ilerlemeye başladım. Balkona ulaşmayı başardığımda masadakilerle göz göze geldim.

Nasıl gözüküyordum bilmiyordum ama berbat halde olduğumu tahmin edebiliyordum, beni görür görmez ayaklandılar, yanıma geldiklerinde ağlamaya başladım.

"Minho.." diye mırıldandım, "Ne oldu Felix?" diyen sesini duydum Jeongin'in. "Hanbinle öpüşüyorlardı." dedim, gözlerimden yaşlar ardı ardına dökülmeye başladı.

"Seungmin sen diğer kolundan tut, tuvalete götürelim." dediğini duydum Chan'ın, üst kata çıkardılar beni tekrar.

Üst kata çıktığımızda Hanbin'i gördüm, arkası dönüktü ve o beni görmedi. Yanında Minho yoktu ama o an ne olduğunu düşünecek durumda değildim.

Rastgele bir odaya girdik, yatak odasıydı. Tuvalete girdiğimiz an midemin bulantısından klozete kustum, Chan saçlarımı tuttu.

Kustuktan sonra yere çöktüm, Seungmin yanıma eğildi. "İçtin mi?" diye sordu, başımı salladım yalnızca. "Kaç bardak?" dedi, elimle 3 işareti yaptım.

"3 mü?" dediğini duydum Changbin'in, sesi şaşırmasından ötürü yüksek çıkmıştı. "3 bardak içerse bulanır tabi midesi, bünyesi alışık değil ki."

dulcet, minlixحيث تعيش القصص. اكتشف الآن