Chapter 2-Protector and Forgotten

108 9 23
                                    

Unutmaya yüz tutmuş Dünya

Ya da unutmak için çabalayan dünya

Kim bilir, belki o unutmak istemiyordur. Belki her ne kadar unutmamak için ısrar etsede ona mahkum edilmişti.

Ama sonuç hep aynıydı. Birileri bu dünyada hep unutulurdu.

Chaeyoung bunlardan biriydi. Dünyanın unutmuş kısmında barınan insanlardan biriydi.

Bu acı gerçekle doğduğu anda tanışmıştı. Dünya ona doğduğu an bir karakter bile vermeyerek hafızasından silmişti.

Bembeyaz fakat solgun olan teni bunun kanıtıydı belki. Dünya onu unutmakla kalmamış, üzerine ağır yükler yükleyerek cezalandırmıştı.

Gözlerinin ay gibi parlaması gerek dönemde sönmüştü gözlerindeki ay.

Çocukluğunda duyduğu cadılara, perilere, koruyuculara inanmamıştı bu yüzden.

Bu Dünya ona en büyük koruyucu olan anne ve babayı bile çok görmüştü. Belki bu yüzden koruyuculara inanmak istememişti.

Sonuçta o unutulmuş nadir insanlardandı. O unutulmaya mahkum edilmiş bir suçluydu.

Peki bebekler suçlu olur muydu? Bebekler unutulmaya mahkum edilir miydi?

Chaeyoung'un suçu neydi de bu Dünya onu unutmaya mahkum etmişti? Daha küçücük bir bebekken Dünya neden onu kabullenememişti?

Bir yaşamı acımadan alanları, bir hayatı söndürenleri değil de neden masum canları unutuyordu bu dünya?

Bunu asla çözemeyecekti. Cevabı kendinde değildi çünkü. Ve o, kendinde olmayan bir cevabı bulmak için savaşmayacak kadar yorgundu.

O unutulmuş olsa bile küçük penceresinden ona bakan yıldızlar onu unutmamıştı. Her gece olduğu gibi o gece de onu yanlız bırakmamıştı yıldızlar.

Acı bir gülümsemeyle onları izlemeye devam ederken yanında hissettiği sıcaklık ile gülerek en yakın dostuna döndü.

Hank, onu unutmayan nadir varlıklardan birisiydi. Bu dünya bile onu unutmuşken, bu küçücük köpeğin ona bu kadar bağlı olması, onu birkaç kez düşündürse de bir süre sonra oluruna bırakmıştı.

"Acıktın mı sen?" Sakin bir ses tonuyla hayvanın başını okşarken, Hank'tan çıkan mırıltılar ile acıktığı kanaatine varmıştı.

Parkenin soğukluğu onun içini titretse de umursamayarak küçük mutfağına girmişti.

Chaeyoung'un hayatı boyunca tek eğlencesi mutfak olmuştu. Türlü türlü yemekleri yapmayı çok severdi.

Huzurlu bir şekilde Hank'ın mama kabını doldurup köpeğin önüne koyduğunda, bu kanaatinin doğru olduğuna sevinmişti.

Şefkatle köpeği izlerken sert bir şekilde çalan kapı sesiyle sıçramıştı.

Chaeyoung, yüksek seslerde hep korkmuştu. Küçüklüğünden gelen bu izin hayatı boyunca devam edeceğini bildiğinden bunu da oluruna bırakmak zorunda kalmıştı.

Kapıyı açtığında burnuna gelen içki kokusu ve gördüğü adam ile yüzünü buruşturmuştu.

"Senin ne işin var burada?" Nefret dolu sesi ile karşısında yerinde duramayan adama bakmıştı.

"Bana para ver..." Sarhoş adamın mırıltılı sesiyle alayla güldü.

"Gitsene Seol'unun yanına Jaemin. O benden daha zengin diye ayrılmamış mıydın benden?"

Aklına gelenlerle yine yüzünü buruşturmuştu Chaeyoung.

Daha 2 gün önce sırf zengin olmadığı için ayrılan eski sevgilisi, hangi hakla onun karşısına dikilebiliyordu?

Hank'ın korkmaması için alçak fakat sinirli bir sesle konuştu.

"Defol git, paranı nereden buluyorsan bul Jaemin. Bende sana verecek bir şey yok artık."

Sarhoş adamın sinirli bakışlarına meydan okurcasına bakarak konuşmasına devam etti.

"Gidip alsana yeni sevgilinden para? Sen beni unutmuştun ya hani? Bas git şimdi."

Onu umursamadan kapıyı kapatacağı anda boynuna sarılan eller çırpınmaya başlamıştı.

"BANA PARA VERECEKSİN!" Çırpınmaya başladığında zoraki konuşmuştu.

"Sana günahımı bile vermem." Boğazında sıkılaşan ellerle gözleri kapanmaya başladığında hızla yere düşmüştü.

Oksijenin ciğerlerine dolmasıyla görüş açısına giren ve ağlayan Hank'ı görmesiyle öksürerek hızla onu kucağına alıp sakinleştirmeye başlamıştı.

Kafasını onu kurtaran kişiye çevirmişken deli gibi dövülen Jaemin'i görünce korkuyla bağırmıştı.

"DUR, ÖLDÜRECEKSİN, DUR!" Hank'ı hızla yere koyup adamı durdurmak için elinden tutmuştu.

"Lütfen dur, öldüreceksin!" Genç adam karşısındaki kızın korkmuş gözlerini gördüğünde durarak yerde yatan adama doğru konuşmuştu.

"Bir daha onu senin yanında görürsem seni gebertirim. Kalk, siktir git şimdi!"

Jaemin hızlı adımlarla evden çıkarken genç adam yüksek sesinden dolayı korkan kıza doğru sakin bir ses tonuyla konuşmuştu.

"İyimisin?" Chaeyoung'a bir şey olup olmadığını kontrol ederken, Chaeyoung'un şaşkın gözleri ise kendisini kontrol eden adamı takip etmişti.

İlk kez biri onun için endişelenmişti. Unutulmuş insanlar için endişeleneceğini ise ilk kez görmüştü.

Genç adamın endişeli siyahları, kendi gözlerini bulduğunda ise bir girdap gibi siyahların içine çekiliyormuş gibi hissetmişti Chaeyoung.

O, ilk kez endişenin ne demek olduğunu görmüştü. İlk kez biri onu korumuştu.

"Fakat Chaeyoung'un bilmediği şey, bu genç adamın onu hep koruduğu ve koruyacağıydı."

SELAM

Eh, bu biraz acemice oldu sanki.

Sanki ama

Olmuş da olabilir.

Neyse

İyi okumalar, sevgili dostum!

-Lizzie 💛🌒💫

The Future Queen-JiroséWo Geschichten leben. Entdecke jetzt