Hazan Vakti| 58

19.1K 1.6K 2.1K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın..

Bu bölümü yazarken dinlediğim şarkıyı yukarıya bıraktım dinlemek isterseniz diye..                 Murat Başaran- Gülümse Anne

58.Bölüm

Hazan Candemir Türkoğlu'nun anlatımından,

Haftalar geçmişti, ben yalnızca bir kere sesini duyabilmiştim sevdiğimin. Abimle bir kere Alparslan ile bir kere konuşabilmiştim. İyi olduklarını öğrenmiştim, içim az da olsa rahatlamıştı. Haberlerde yaptıkları operasyonun başarılı olduğunu dinliyordum, içim gururla doluyordu. Evet ayrılık zordu ama bu ayrılığın sonucunda olan şeyler insanın gururlanmasına neden oluyordu.

Alparslan gittiğinde yalnız kalmamam için Funda annem gelmişti yanıma. Benimle birlikte kalmış, bana destek olmuştu. Kendi annemin yapmadığı şeyi yine o yapmıştı. Sabahları ben işteyken elleriyle bana yemekler yapmış güzelce bakmıştı. Akşamları karşılıklı oturup sohbet etmiştik. O torununa yelek örerken bende onu izleyerek bir şeyler öğrenmeye çalışmıştım. Kısacası çok güzel vakit geçirmiştim. İyi ki gelmişti ve beni yalnız bırakmamıştı.

Sırtımı kanepeye yaslamış ayaklarımı uzatmıştım. Kendime meyve tabağı hazırlayıp kanepeye oturmuştum. Meyvelerimi yerken bir yandan da bebeğimle konuşmayı ihmal etmiyordum. "Annecim, sende babanı özledin mi?"

Elimi karnımın üzerinde gezdirirken hissettiğim hareket ile büyükçe gülümsedim. Çok büyümüştü, artık 20 haftalık olmuştu. Hareketlerini çok net bir şekilde hissedebiliyordum artık. İlk hareketini hissettiğimde Alparslan'ın yanımda olmasını çok isterdim ama şartlar uygun değildi.  Kontrollerde her şey normal çıkıyordu, tek eksiğimiz babamızın yanımızda olmayışıydı.

Tekmesini hissettiğim ilk tarih, detaylı ultrason görüntüleri ve karnımın ay ay büyüyüşü gibi birçok şeyi defter haline getirmiştim. Alparslan geldiğinde ona verecektim. Böylece o anları kaçırsa da biraz olsun kendini iyi hissedecekti. Bebeğimizin cinsiyeti belli olmuştu ama öğrenmeyi ertelemiştim. Alparslan geldiğinde birlikte öğrenelim istiyordum. Elimden ancak bu kadarı geliyordu.  

"Bende çok özledim babanı ama yakında gelecek, sende onunla tekrardan tanışacaksın. Bu sefer ona karşılık da verebileceksin. Eminim buna çok mutlu olur." diyerek karnımı okşadım. Ardından devam ettim sözlerime. "Senin baban dünyanın en merhametli, en düşünceli, en şefkatli babası. Çok şanslısın onun gibi baban olduğu için."

Elimin altında hareketlerini hissetmeye devam ederken meyvelerimi yemeye koyuldum. Bugünlerde çok hareketliydi ama onun hareketlerini hissetmek paha biçilmezdi. "Sonra amcaların var, dayın var. Teyzelerinle, halanla, kuzeninle tanıştın zaten. Diğerleriyle de en yakın zamanda tanışacaksın."

Duyduğum zil sesiyle birlikte irkilirken kanepeden dikkatlice kalktım. Alparslan dönmüş müydü? Heyecanlı bir şekilde kapıya doğru ilerleyerek kapının kilitlerini teker teker açtım ve kapıyı araladım. 

Gördüğüm yüzle birlikte şaşkınlığa uğrarken endişeyle konuştum. "Alparslan, ne oldu sana böyle?" Yüzünde belli noktalarda çizikler ve morluklar vardı. Zayıflamıştı, yüzü çökmüştü. Gözleri kıpkırmızıydı. 

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin