Hazan Vakti| 39

35.9K 1.9K 1.7K
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın💖

39.Bölüm

Elimdeki notu tekrar tekrar okuduktan sonra zihnimi dolduran düşüncelere engel olamadım. Bu notu buraya kim koymuştu? Notu koyan kişi ailemin bir tanıdığımı mıydı? Neden gece yarısı ve tek başıma gitmemi istiyordu? Bu ve bunun gibi birçok soru zihnimde dolaşırken elim direkt olarak cebimdeki telefonuma gitti. Alparslan'a söylemek hata olurdu çünkü hasta yatağından kalkıp bu işin peşine düşerdi. O yüzden mantıklı olan timden birini aramaktı.

Büyük bir panikle telefondan Fırat'ın numarasını bularak mesaj ekranını açtım. Aradığımda Alparslan'a benim olduğumu söyler ve onun endişelenmesine neden olurdu. O yüzden mesaj atmak en mantıklısıydı ama bunu bana getiren kişinin de bizi bir yerlerden izlediğine emindim. Hatta telefonlarımızdan bile bizi dinleyip takip edebilirlerdi. Bu konuyu daha önce tecrübe ettiğimiz için dikkatli davranmalıydım.

O yüzden Fırat'a bir saate kadar timden başka biriyle birlikte odama gelmesini, Alparslan'a bir sürpriz yapmak  istediğimi ve onlardan fikir almak istediğimi söyleyen bir mesaj attım. Kısa sürede Fırat'tan onaylayan bir mesaj aldığımda derin bir nefes verdim.

Annemlerin benden ne sakladığını daha çok merak etmeye başlamıştım. Belki bu bir oyundu, beni ayaklarına çekmeye çalışıyorlardı. Bir an için tereddüt etsem, merakıma yenik düşsem giderdim. Ama yaşadığım şeyleri bir ben biliyordum bir de Allah. Kimseye öyle kolay güvenemezdim artık. Hele de kimin yazdığı belli olmayan bir nota asla.

Bir saatimi hastalarıma bakarak geçirsem de hala aldığım not aklımın köşesinde dolanıp duruyordu. Son hastama baktıktan sonra telefonumu odada bırakarak çıktım. Kapının önünde Fırat'ı beklerken etrafıma bakınmayı da ihmal etmiyordum. Bu notu gönderen kişi bizi izliyordu bundan emindim. Herhangi bir anormallik görünmüyordu ancak bundan emin olmazdık.

"Hazan?" diyen Fırat'ın sesini duyduğumda irkilerek bakışlarımı ona doğru çevirdim. Barışla birlikte geldiklerini görerek konuştum. "Hoş geldiniz." Barış yüzümü inceleyerek konuştu. "Sen iyi misin? Rengin atmış."

"İyiyim, hadi gelin şöyle dışarı çıkalım. Size soracaklarım var." diyerek önden ilerlemeye başladığımda Fırat ve Barış'ın da arkamdan ilerlemeye başladılar. 

Bahçeye birlikte çıktığımızda herkesi görebileceğimiz ama kimsenin bizi duyamayacağı bir yere doğru ilerleyerek duraksadım. "Neler olduğunu söyleyecek misin? Neden tedirginsin bu kadar?" Zaten halimden anlamamaları imkansızdı. O yüzden önlüğümün cebine koyduğum notu çıkartarak Fırat'a uzattım.

Notu elimden aldıktan sonra katlanmış sayfayı açarak notu Barışla birlikte okudu. İkisinin de değişen yüz ifadesini gördüğümde konuştum. "Sizden ayrılıp odama gittiğimde masamda buldum. Telefonum dinleniyor olabilir diye size böyle mesaj attım."

"Çok iyi düşünmüşsün." diyen Barışla birlikte Fırat konuştu. "Telefonunu alıp kontrol ettirelim. Timden birine vereceğim telefonunu. Bunu Alparslan'a söylememiz lazım."

"Ona bunu söylediğimizde hiç dinlemeyecek beni. Kalkmak isteyecek." dediğimde Fırat konuştu. "Hazan bilmediğin şeyler var, zaten Alparslan bu işin içinde. Haberinin olması lazım."

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin