Hazan Vakti| 56

25.4K 1.5K 1.4K
                                    

 🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim..

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..

56.Bölüm

Akşam üzeri uçağa binerek Diyarbakır'a geri dönmüştük. Abim havaalanından çıktıktan sonra beni evime bırakmış ve birçok kez dikkat etmem konusunda uyarmıştı. Yemeğimi yemem, suyumu içmem, kendini yoracak işler yapmamam konusunda birçok kez tembih etmişti. İlk konuştuğumuzda dayı olmaya uzakken şimdi bu fikre çok çabuk ısınmıştı ve koruma moduna girmişti.

Ben hastaneye kaldırıldığımda annemin de bizimle birlikte geldiğini ancak ben istemem diye hastaneden gönderdiğini söylemişti abim. İyi de yapmıştı, duyduğum bu mutlu haberden sonra onun yüzünü görmek bana hiç iyi gelmezdi.

Eve girer girmez sıcak bir duş alarak yorgunluğumu üzerimden atmıştım. Bundan sonra dikkat etmem gereken biri vardı ve ben ona gözüm gibi bakacaktım. Yarın sabahtan hastane gittiğimde kadın doğum doktoruma giderek gerekli kontrolleri yaptıracaktım. Akşam da güzel bir yemek hazırlayarak Alparslan'a söylemeyi planlıyordum.

Midem hala bulanıyordu ama bunun sebebinin bebeğimiz olması benim için daha katlanılabilirdi artık. Onun için her şeye dayanırdım ben.  İçimden sürekli gülmek geliyordu, daha şimdiden bana iyi gelmişti. Hele de Alparslan'ın tepkisini düşünmek içimi kıpır kıpır yapıyordu. 

Mide bulantım hafiflesin diye yatağa erkenden girdiğimde direkt olarak uyuyakalmıştım. Sabah yanağımdaki ıslak öpücükle uyanırken aynı öpücüğü boynumda da hissettim. Bir el saçlarımı yüzümden çekerken gözlerimi usulca araladım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken tanıdık sesi duydum.

"Benim güzel karım çok mu yorgunmuş?" algıladığım sesle birlikte bakışlarımı sese çevirirken Alparslan'ı görmemle birlikte şaşkınlıkla yerimde doğruldum. "Alparslan?" yüzündeki güzel gülümsemeyle bana bakarken sesini duydum. "Birtanem?" 

Gözlerim vücudunda dolaştığında bir şeyi olmadığına kanaat getirerek direkt olarak kollarına atıldığımda sıkıca belimi kavrayıp bana sarıldı. "Sen ne zaman geldin?" diyerek boynuna sıkıca sarılırken sesini duydum. "Dün gece geldim."

Şaşkınca geri çekilirken yüzüne doğru baktım. "Gece mi geldin, ben senin geldiğini duymadım hiç?" dediğimde Alparslan güldü. "İstanbul'da nasıl yorulduysan artık derin bir uykuya dalmışsın." dediğinde küçük bir tebessüm ederek elimi yanağına yasladım. "Keşke uyandırsaydın beni, çok özledim seni."

"Çok güzel uyuyordun, ben zaten geç geldim. Gelir gelmez de duşa girip yanına geldim hemen." dediğinde merakla konuştum. "Abim bugün akşam geleceğinizi söylemişti, önemli bir şey mi var?" dediğimde başını iki yana salladı. "Hayır, işimiz erken bitti diyelim."

Kabullenerek onu onaylarken Alparslan kucağında duran beni hiç zorlanmadan kaldırıp ayağa doğru kalktı. Ardından bana doğru bakarak konuştu. "Hadi bakalım, kahvaltı zamanı. Özlemişsindir benim kahvaltılarımı." dediğinde kollarımı boynuna dolayarak ona tutundum. "Özlemez olur muyum? Çok özledim."

Odadan kucağında indikten sonra mutfağa girdiğimizde beni yere doğru bıraktı. Aldığım yumurta kokusuyla yüzümü buruştururken geçtiğini düşündüğüm mide bulantım yine baş gösterirken elimi ağzıma doğru götürüp mutfaktan çıktım. Midemden sıvının yükseldiğini hissederek alt kattaki banyoya koşarak klozete doğru eğildim.

Dün yediğim ne varsa dışarı çıkarken saçlarımın geriye doğru toplanmasını ve Alparslan'ın ellerini belimde hissettim. İçimdeki her şeyi çıkarttıktan sonra eğildiğim yerden doğrulurken Alparslan'ın klozetin kapağını kapattığını ve şifonu çektiğini gördüm.

Hazan Vakti| Asker&DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin