#3#

3K 90 9
                                    

Bazen hayatımıza çok yanlış insanlar girer bizim tek suçumuz  kabullenmektir...

Yeni bir güne gözlerimi açtım. Saat 05.42'ydi. Lavaboya girip yüzüme su çarptım. Çıkarken aynadaki yansımam gözüme takıldı ensemde bir morluk vardı. Dokunduğumda acıyordu. Ne kadar hızlı vurduysa artık.

Hava almak için pencereyi açtığımda dış kapının önünde koruma olmadığını farkettim. Kaçmam lazımdı bu benim ilk ve son şansımdı denemeliydim. Odamın kapısını açtığımda kimse yoktu çok garipti. Beni buraya getiren adam kaçmaya çalışacagımı biliyor olmalıydı neden önlem almadı?
Merdivenleri indim. Parmak ucumda yürüyerek devam ettim. Sonunda dış kapı karsımdaydı. Adranalin hormanu en üst düzeyde salgılanıyordu.

Elimi kapının koluna getirip "Hadi kızım yaparsın." kendimi teselli ediş şeklim garipti. Kendi kendime konuşurum ama bu deli olduğum anlamına gelmiyordu.

Bu zamana kadar kimse fikirlerimi dinleyip ne istediğimi sormadı. Bende kendi kendime fikirlerimi sunup destekliyorum.

Hafif bir gıcırtıyla kapı açıldı. Yavaş ve sessiz adımlarla evden uzaklaştım. Karşımda iki yol vardı orman yolu ve asfalt. Orman yoluna doğru koşmaya başladım. Nefes nefese kalana kadar koştum. Sonra bir anda nefesim kesildi. "Kahretsin benim astımım var." ilacımı bulmak umuduyla ceplerimi karıştırdım. Yoktu buraya gelirken koymuştum cebime yolda düşmüş olmalı. Geri dönemezdim çünkü hareket edersem daha fazla tıkanacaktım

Ne yani iki türlü de ölüm mü vardı. Sonum bu kadar çabuk muydu?

Sonra arkamdan gelen bir ses "Ha**iktir kızın astımı var." evet bu Tuğra'ydı. Buraya kadar beni takip mi etmişti?

Yavaş yavaş gücüm tükeniyordu. Ağaçların birine dayanıp öksürmeye başladım sonra birden tuğra beni kucağına aldı. Gözlerimi zar zor açık tutabiliyordum. Sonunda uyku galip geldi.

Uyku ölümün yarısı değil miydi? Bir gün ölüm galip gelecekti vücuduma hiç bir zaman uyanmamak üzere kapatıcaktım gözlerimi..

Yavaş yavaş gözlerimi araladığımda yine aynı oda ama bu sefer karşımda Tuğra.

Sert bir ses tonuyla"Sana kaçmaya yeltenme demedim mi? !ölebilirdin!" Neydi bu korku mu? kızgınlık mı?

"Tamam şimdi dinlen daveti akşama erteledim akşama hazır ol."
Yine emir verdi ya "Emredersiniz Tuğra bey, başka isteğiniz?"
Dudaklarının kenarı kıvrıldı " seni istiyorum ve zamanla o da olacak." çapkınca göz kırpıp odadan çıktı.

Biraz daha uyumak istiyordum ama acıkmıştım mutfaağa inip kendime birşeyler hazırladım ve iştahla yedim. Bulaşıkları makinaya yerleştirdiğimde tekrar odama cıktım. Yatağa uzandım. Kaçma planları kurmaya başladım "Acaba o beni öldürmeden ben mi onu öldürsem?" Ailemin attığı kazıktan sonra çokta koymazdı yani.

Birden gözlerimi araladım uyuyakalmıştım ve saat iyice geç olmuştu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra elbise odasına girdim çok faazla elbise vardı ama ben girer girmez gözume takılan kırmızı mini elbiseyi giymeye karar verdim.

 Elimi yüzümü yıkadıktan sonra elbise odasına girdim çok faazla elbise vardı ama ben girer girmez gözume takılan kırmızı mini elbiseyi giymeye karar verdim

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

                                           (Elbise bu)

Üstüme geçirdim Hafif bir makyaj yapıp cıktım. Güzel olmuştum. Ne kadar ince düsünduyse artik Tuğra bey fondöteni bile ten rengime tam uyuyordu.

Kapımın tıkladıgını duydum "Hazırlandın mı?"
"Hazırım" dediğimde kapı açıldı ve içeriye girdi. Üzerinde siyah bir gömlek, pantolon vardı. Gömleğin ilk iki düğmesini açık bırakmıştı. "Bu ne güzelim daha kısası yok muydu?"ciddi miydi bu ya "Ben almadım ki hiç birini sana sormalı daha kısası yok mu diye."kaşlarımı çattım "Tamam hadi yürü katil olmayız İnşallah." dedi şaka gibi ya hiç kimse bir kızın giydigine karışamaz. 

Arabaya doğru yürüdük kapıyı açıp arabaya bindim "Beyefendilik kalmamış bunlarda kapıyı bile bize açtırıyorlar baksana." dedim kısık bir sesle "Bişey mi dedin güzelim." duymuşmuydu gerçekten?   
"Yok demedim bişey sür hadi gidelim."kafamı cama yasladım "Çok uzak değil zaten hemen şurada. " yolu seyretmeye başladım.

Evet dediği gibi uzak değildi. Arabadan indiğimde karşımda kaplan bar tabelası vardı evet bar onlarındı ama barda ne işimiz vardı? İçeri girdik ,masayı göstererek, "Sen otur şöyle ben bı selam verip geleyim." diyerek gitti. Sonra masaya uzun boylu kumral düz saçlı biri yaklaştı. Şık biriydi giyim tarzı çok hoştu. "Selam" ela gözleriyle bakışları etkileyiciydi, elini uzattı. "Ben Bulut akgün."

Bölüm sonuuuu

Evet nasıl buldunuz?

Sizce bulut  iyi biri mi??

Diğer bölümde görüşmek üzereee

GÜNEŞ'İN BATIŞIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt