#20#

318 27 5
                                    

"Öldür beni, yaşamak istemiyorum."

Tuğra'nın babasının evinin önüne geldiğimizde araba durmuştu. Saray gibi bir yerdi. İçimdeki kötü his özgüvenimi kaybetmeme sebep oluyordu.

İçeriye doğru ilerledik. Zili çaldığımızda zil sesinin ürkütücü olması daha da ürpermemi sağlamıştı.

Beyaz bir gömlek,  siyah mini bir etek giymiş zarif ve güzel bir kadın kapıyı araladı.

"Buyrun Tuğra bey Sarp bey salonda sizi bekliyor."

O önde ben arkada yürümeye başladık ama bir sorun vardı. Tuğra çok gergindi.

Salon sandığım aşırı siyah ve büyük bir alana geldik büyük bir koltuk önünde büyük bir TV yan taraflarında da aynı büyuüklükte koltuklar vardı.

Eşyalar sanki yas tutuyordu..

Adam elini uzattığında daldığım düşünceleri bir kenara bıraktım.

"Sarp kaplan."

"Güneş."

Elimi ürpertici bir şekilde yavaş yavaş yukarı aşağı sallayıp bıraktı.

"Oturun."

Oturduk.

"O zaman ben anlatmaya başlıyorum Güneş her şeyi bilmek senin de hakkın."

Söylenecek söz yoktu. Ama o sanki nereden başlayacağını bilemiyor gibiydi.

"43 sene önce bir kız sevdim oda beni seviyordu. Şansa bak öz babanda onu seviyordu. Kız beni sevdiği için evlenmeye karar verdik evlendik."

Söylerken sanki kelimeler boğazına diziliyormuş gibiydi. Gözlerinin kızardığı apaçık belli oluyordu. Tuğra'nın aksine çok açık yeşil gözleri vardı.

"Eşimin hamile olduğunu ve kız olduğunu duyduğumda çok sevinmiştim. "

Gözünden bir damla yaş düştü. duraksadı, boğazını temizledi.

"Kızım doğdu beraber büyüdük eğlendik güldük ama bir gün iş seyahati için yurt dışına çıkacaktım. Sadece iki günlüğüne gittiğim gün öz baban gelmiş evime, tam 352 koruma vardı nasıl atlattı onu da bilmiyorum ki."

Kafasını ellerinin arasına alıp saçlarnı çekiştirmeye başladı. Bir süre sonra sakinleşti.

"Gerisini kendin izle." dedi ve kumandayı eline alıp televizyonu açtı.

Önce televizyonda bir beden belirdi. Sonra gittikçe yüzü de görüldü. Mustafa Bey'in gençliğiydi. 'nasılsın Sarp?' buz gibi sesiyle sorduğu soru çok iticiydi. 'seni bilmem ama ben çok iyiyim. Bak burda kimler var?'

Kamera yavaş yavaş döndü. Yatağa bağlanmış bir kadın ve köşede ağlayan bir kız çocuğu vardı.

'ben çok eğleneceğim kaplan.' dedi ve çocuğun önüne doğru yürüdü. Dakikalarca çocuğu tecavüz edişini ve çocuğun çığklıklarını izledim. En sonunda işini bitirince silahı alıp kızı öldürdü. Ben ise gözyaşlarımla boğulmuştum. Kamera anneye dönünce acı içinde yatakta çırpınan kadının ağızındaki mendil yüzünden atamadığı *sessiz çığlıklarını* duydum.

'biri gitti diğeri kaldı kaplan. Soyunu kurutacağm senin.' cümlesini bitirdikten sonra diğer kadına yaklaştı. Ellerini simsiyah olan saçlarında gezdirdi.

'Mavi gözlü sevdiğim burada bu şekilde kadınım olmanı istemezdim ama hayat bu.' dedi. Önce kadını derin derin öpmeye başladı sonra soydu. Tecavüz etti. Kadın baygın bir şekilde yatarken odadan çıktı. 13 dakika sonra elinde tencereyle geri döndü.  Tencereden dumanlar çıkıyordu.

'bak sevgilim sana ne getirdim. Artık sarp seni sevmeyecek sen benim olacaksın' dedi ve kızgın yağı kadının yüzüne döktü. Ben hıçkırıklarımı tutamazken kadının gıkı çıkmıyordu. Kızgın yağın etkisiyle ayılan kadın sadece tek noktaya bakıyordu. Kızının kanlar içinde yattığı yere..

Sonra dışarıdan sesler gelmeye başlayınca adam kaçtı ve kamera kapandı.

Gördüklerime inanamazken görüntüler zihnimde tekrar ediyor psikolojik acı veriyordu.

Sarp Bey'in sesiyle yutkundum.

"Yüzüme bak."

Kafamı yavaşça kaldırıp yüzüne baktım.

"Benim karım o günün sabahında intihar etti. O adam yüzünden benim iki k-kızım birde sevdiğim gitti anlıyor musun? Baban yüzünden."

Kelimeleri ağzından zar zor çıkartıyordu. Boğazında birşey varmış gibiydi. Konuşamıyordu..

"Ben seni yetimhaneye bırakmışım çok mu?, onun gibi bir cani değildim hiçbir kıza o denlicesine vahşeti yaşatmam ben."

Bir süre düşünüp tekrar söze girdi.

"bugün öleceksin."

"Öldür beni yalvarırım yaşamak istemiyorum. O kanı vücudumda dolaştıran damarlarıma lanet olsun. Eğer beni öldürmek azıcık da acını azaltacaksa canımı vermeye razıyım."

"Öyle kolay değil, değil mi? Güneş hanım bu görüntüleri an beyan canlı izledim ben her saniyesini her salisesini şimdiki videoda kırpılmış yerler çok."

"Yaşamak istemiyorum!!!"

"Öleceksin zaten."

Dedi ve silahı doğrulttu.

Tuğra'nın sesi geldi diğer taraftan.

"Baba lütfen."

"Aşık oldum deme bana it yoksa senide öldürürüm."

"Hadi artık öldür beni."

Tetikteki eli biraz da sıkılaştı. 

Korkmuyordum, kurtuluyordum.

Ve silah sesi...







Bölüm sonu

Nasıldı????

Umarım begenmişsinizdir

Sizleri seviyorum..

Diğer bölümde görüşürüz

GÜNEŞ'İN BATIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin