35.Bölüm

1.3K 79 27
                                    

Aşkımlar biz geldik.

Bir gün geç geldik ama düzenlemem gereken bir yer vardı onunla uğraştım ve daha iyi olsun istedim.

Bu arada mutlaka bölüm sonundaki açıklamayı okuyun.

Yıldıza basmayı unutmayın LÜTFEN 💗

Bölüm sizin, öptüm.


.......




İnanç ayrı bir şeydi insanın hayatında. En azından öyle olması gerekiyor diye düşünüyordum. Bir şeye, herhangi anlamsız bir şeyi bile kendi içinizde farklı bir yere koyup ona inanmanız yeterdi kendinizce o günü atlatmak için.

İnanç taşırdı bir insanı o günden yarınına.

Korkumla birlikte inancım vardı benim, o getirmişti beni bu güne. Buradaydım. Aynanın tam karşısında, kahverengi gözlerim üzerimde gezindi. Sütlü kahve bir elbiseydi üzerimdeki, omuzları düşüktü. Açık gerdanımı imitasyon ucunda zarif, küçük bir taş olan kolyeyle tamamlamıştım. 

Kollarımı bileklerime kadar saran kumaşla birlikte, boyu diz kapağımdan bir tık aşağıda bitiyordu. Ayaklarımda koyu kahve stilettolarla birlikte olduğumdan bir tık daha uzun duruyordum. Saçlarım, sıkı bir at kuyruğu yapılmış şekilde toplanmıştı. Makyajım çok abartılı sayılmayacak derecede yüzeysel yapmıştım. Sayılı bir kaç çilimi kapamadan üzerine hafif bir allık, eileiner, rımel ve dudak parlatıcısıyla tamamdım.

Kendime baktıkça gerginlikten terleyen ellerim elbise kumaşını kavradı. Derin bir nefes aldığımda bunun üzerimdeki ruh halini az da olsa gidermesini istedim. Fakat o nefesi verdiğimde pek de başarılı olduğum söylenemezdi.

"Sana bakarken o nefesi o kadar kolayca verebilmek gerçekten mümkün mü?" Duyduğum sesle birlikte bakışlarım aynanın üzerinden kapıya doğru omzunu yaslayan adama kaydı. "Bakıyorum ve yapamıyorum."

Aynadan yüzündeki ifadeyi izlerken gülümsedim. Kahvelerinin bir anlık dudaklarıma kaydığını gördükten sonra hareket etti ve bir kaç adımda arkama yaklaştı. Giydiği siyah gömleği ve pantolonuyla oldukça şık görünüyordu. Gömleğin bir iki düğmesi açık şekilde duruyordu. Saçları her zamanki hallerinde, yukarıya doğru kıvrılmıştı.

Kolları beklemediğim bir anda belime sarılırken, kemikli ellerini önümde birleştirdi. Elindeki bandaj geçen hafta tamamen çıkmıştı ve artık avucunda o yaranın izini taşıyordu. Yusuf sanki hep bir izler taşıyordu zaten, bunun illa görülmesine gerek yoktu.

Çenesini açık omzuma doğru bastırdığında gözlerimiz aynanın üzerinden buluştu.

"Orda, üzerinde fazladan iki saniye duracak gözlerin sahiplerini hırpalamamı ister gibisin."

"Kıskanç Yusuf daha bir eğlenceli oluyor."

Çenesini oynatarak tenime bastırdı ve sakallarının bıraktığı hisle kaşlarım hafif çatıldı.

"Aynen baya eğleniyoruz ya ağız burun kırarken falan."

Belime sardığı ellerinin üzerine vururken buna omzuma sıkı bir öpücük bırakarak karşılık verdi.

"Resmi görmek için sabırsızlanıyorum."

"Beklentini o kadar yüksek tutma, ya beğenmezsen?"

VİSAL/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now