2.Bölüm

10.5K 528 270
                                    


Merhaba, nasılsınız umarım iyisinizdir ben geldim...

Bir bilgilendirme olarak kitap Trabzon'da geçeceği için şivesiz olmazdı. Her ilçenin şivesi farklı olduğu için size aşırı veya kötü geliyor olabilir o yüzden (*) bu işareti koyduğum kısma yorum olarak o kısmın tamamen türkçesini yazdım. Bunu hikaye içine koymamamın sebebi bazı arkadaşlarımdan hikaye kesiliyormuş ya da bölünüyormuş diye yorum almamdan dolayıydı. Herkesin istediğini yapmam mümkün değil fakat hepinizin yorumlarını göz önüne alarak en orta yolu bulmaya çalışıyorum.

Okurken anlamadığınız kısımlar olursa bölüm sonuna görüşlerinizi belirtmeniz için bir paragraf bıraktım. Lütfen paylaşın :)

Eveeett şimdi bölüme geçebilirsiniz keyifli okumalar dilerim.

Yıldıza basmayı ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı eksik etmeyin lütfen.

..

Nasıl mı hissediyordum?

Kanatlarım vardı sanki ve sonunda cesaretimi toplayarak uçmuştum. Kendimi çok güçlü hissetmesem de o eski Mihri'den farkım vardı sanki. Sanki değil elbette farkım vardı.

Ben hayalimi gerçekleştirmiştim. Bakın ben bizi o evden, o adamdan kurtarmıştım. Görüyor musunuz bambaşka bir hayata gidiyordum.

İçimde bir heyecan vardı. Patlamaya hazır bir bomba gibiydim. Bağırmak istiyordum. Şu camı indirip hiç bilmediğim bu şehri inletecek kadar bağırmak istiyordum. Anneme verdiğim o sözün ilk adımını başarıyla attım ve kurtulduk demek istiyordum.

Benim yerime bağıramaz mısınız? Hiç bilmediğim bu adamın yanında bunu yapamam da.

Kucağımda ki ellerimle oynamaya devam ederken bunları düşünüyordum. Anneme sarılmak istiyordum. Bak anne başardım demek hatta şu anda onun omzunda mutluluktan ağlamak istiyordum.

"Neredeyse unutuyordum,-"

Yanımda ki adam arabaya bindiğimizden bu yana ilk defa konuşmaya başlamıştı. Otogarda daha fazla durmayıp yolun uzun olacağını söyleyerek arabaya ulaşmıştık. Neredeyse yarım saattir yolculuk yapıyorduk ve sanırım daha da vardı. Yağız yine arka koltukda kendini uykuya bırakırken, uzun zamandır ellerimde olan gözlerimi sonunda ondan tarafa çevirmeye cesaret edebilmiştim.

Yüzüne dikkatli bir şekilde bakıyordum. Normalde bu davranışa sinirleri bozulan birisiydim ama neden bundan kendimi alıkoyamıyordum? Hem de asla böyle bir insan olmamama rağmen.

Yüz hatlarını seçmek yolun karanlığından ve arabada zerre ışık bulunmadığından dolayı gittikçe zor bir hal alırken kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Yine de arada bir arabaya vuran far ışıklarından hafif kavisli olan burnunu, kirli sakallarını ve aynı dolgunlukta olan alt ve üst dudaklarını seçebiliyordum.

Sonunda bulunduğum davranışın rahatsız edici olduğunu düşünerek bakışlarımı camdan dışarıya taşıdım. Boğazını temizleme sesi duyduğumda, tekrar konuşmaya başlayacağını anlamamla gerilmiştim.

Onu izlediğimi anlamış mıydı?

Hadi ama Mihri! O kadar dikkatli kime bakarsan bak anlar ve rahatsız olurdu.

Ne söyleyecekti?

"Telefonun açık mı?"

Beklemediğim soru karşısında rahatlamıştım ama telefonumu neden soruyordu ki?

VİSAL/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin