3.Bölüm

7.8K 441 110
                                    


Merhaba ben geldiim... biraz uzun bir ara verdik, fakat telafi etmeye çalışacağım.

Nasılsınız? umarım iyisinizdir.

Ben yazmayı çok özlemişim, umarım siz de okumaktan keyif alırsınız :))

Öyleyse buyurunn...

...

Herkesin gizli bir yeri vardır. Kimisi bu yeri yeryüzünde saklar, kimisi de içinde ve her iki tarafta da ruhuna ağır gelen her şey o saklı yere gömülür.

İnsanın ruhuna ne çok ağır gelen şeyler var. İnsanın ruhuna ne çok ağır şeyler yüklüyorlar.

Ben yazardım. Benim ruhuma da bedenime de kısacası bana ağır gelen her şeyi yazardım. Bir sayfaya kopan kolumu bıraksam diğer sayfa da bacağımı bulurdunuz. Ve biliyor musunuz? O parçalarımı koparan da, elime iğneyi tutuşturup birleştirmemi isteyende aynı kişilerdi.

Beni sığınak buldurmaya zorlayan da o sığınağı yıkan da babamdı.

Annemin vefatından birkaç ay sonrasıydı. İşten çıkmıştım ve yorgun bir şekilde kendime güçlü olmam gerektiğini hatırlatarak eve doğru adımlıyordum. Yorgundum, annesizdim ve 18 yaşındaydım. Daha hiç anneme aşık olduğum birini anlatmamıştım ki. Daha hiç ona kendi kazandığım parayla hediye bile alamamıştım ki. Ben daha hiç bu kadar erken gideceğini bilmiyordum, bilseydim o gün evden çıkmak için o kadar acele etmezdim, hatta evden çıkmazdım ki.

Üzerimi değiştirip yemek hazırlamam gerekiyordu ve tabi Yağız'ı da Nesibe teyzelerden almam. Eve girip hızlıca odama çıktığımda kapıyı açmamla görüş alanıma giren manzara yutkunmamı engellemişti. Boğazıma oturan o yumruyu şimdi bile hissedebiliyordum.

Yerdeydi. Elim, kolum, benim gözyaşlarım, annemsizliğim bile yerdeydi.

Dizlerimin üzerine çökerek yırtılıp etrafa saçılan kâğıt parçalarına gitmişti elim. Kenarda kapağı açık bir şekilde duran Yağız için para biriktirdiğim camdan kavanoz duruyordu. Bulamasın diye saklamıştım fakat başarılı olamayışım çok acı bir şekilde yüzüme çarpılmıştı.

Bakın canavar bunu yapıyordu işte. O hep Yağız'ı çok önemseyen tavırlara girerdi fakat benim de ne için çabaladığımı görmezdi. Benim de kardeşim için neler yaptığımı görmüyordu. Beni görmüyordu. Bense artık baksa bile göreceği yerlerden hep kaçmıştım zaten.

Ben hayallerimi, kırgınlıklarımı dahası bir canavardan insan olmasını beklemeyi hep zihnime saklamıştım. O canavarın insan olmasının mümkün olmayacağını da zaman bana göstermişti zaten.

O günden sonra yazmayı da bırakmıştım. Bir insanın bir anda her şeyini elinden nasıl alabilirdi zaman? Sıraya birini koymaya korkuyordum artık. Hayatıma ne arkadaş katıyordum, ne de başka bir anlama gelecek birini. Korkuyordum. Zaman hep birilerini alırdı. Sadece kardeşim ve ben kalmalıydık. Yine mi sıra da biri vardı? O daha çok küçüktü. Bu sefer beni alsa olmaz mıydı?

Zihnimde ki bu yeri koruyamadığımı hissediyordum. Karşımda ki gözler ısrarla o yerin kapısını zorluyor gibi bakıyordu. İçeride şu an sıkıca sardığı kollarımı bile bulamazdı. Bunu bile bile yine de aralar mıydı o kapıyı?

Düşüncelerimden sonunda sıyrılıp kendime geldiğimde o da tutuşunu gevşeterek beni serbest bırakmıştı. Elimde ki telefonu sıkıca tutarken bile varlığını şimdi kavrıyor gibi hissediyordum. Biraz fazla -tamam birazdan daha fazla kaptırmıştım kendimi düşüncelerime sanırım. Sahi ne kadar o şekilde kalmıştık?

VİSAL/TAMAMLANDIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن