26.BÖLÜM

1.5K 93 24
                                    

Ay aşkımlar geldik.

Nasılsınız, umarım iyisinizdir.

Buyrunuz bölüm sizindir.

Lütfen yıldıza basmadan geçmeyin, öptüm sizi.

......




Kendinizi ne kadar tanıyabilirdiniz? Ya da şöyle mi sormalıyım, kendinizi tanıma yolunda ne kadar ilerleyebilirdiniz?

Bambaşka biri olduğumu hissetmiştim ama o bambaşka biri de bendim. Kendimi bir iliski içinde hiç hayal etmemişken, sınırlarımı bu kısma kadar zorlamak ve kendimi böylece keşfetmek içimde gizli bir beni bulmak gibi bir şeydi. Onu bulduğum için mutluydum ve de heyecanlı. Bütün bunların yanında ne yapacağımı bilemeyecek kadar da karmaşık hissediyordum. Nasıl davranmalıydım, emin değildim.

"Uyuya kalmışsındır diye düşünmüştüm."

Yusuf, altında siyah şortuyla ve saçlarını kurguladığı beyaz havluyla içeriye girerken, banyoda onu yalnız bırakmamı söyleyerek yaklaşık yarım saat önce beni yıkandıktan sonra kapı dışarı etmişti. Ona boşalması için yardım etmek istesem de tek yaptığı şey beni duymamazlıktan gelmek olmuştu. Yatakta hemen yanıma otururken gözlerini bana doğru çevirmeden saçlarını kurutmaya devam etti.

"Kurutma makinesi vardı."

"Sevmiyorum o zımbırtıyı."

Havludan son kez saçını geçirdikten sonra kenara biraktı. Sehpanın üzerinde bulunan telefonunun ekranına da baktıktan sonra tekrar bana doğru döndü.

"Saat baya geç olmuş, uyuyalım mı?"

Usulca başımı salladıktan sonra çarşafı kaldırarak altına girdim. Yusuf'ta tam yanıma yatmaya hazırlanırken sırtındaki çizikleri görmek bakışlarımın üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Yusuf yastığını hafif dik bir konuma getirdi ve yattıktan sonra kolunu açarak altına girmemi bekledi. Bakışlarımı toparlayarak bekletmeden benim için açtığı kısma mayışarak kendimi bıraktım. Kolumun üzerinde gezinen parmakları mümkünmüş gibi beni olduğum yerde daha da mayıştırmıştı. Düzenli alıp verdiği  nefesleri kulaklarıma dolarken uyumadığını biliyordum.

"Yavru kedi gibi göğsüme mayışman seni olabilecek her şeyden koruma isteğimi daha da körüklüyor."

Kurduğu cümleleri dinlerken yanağımı hafifçe göğsü üzerinde sürttüm ve bu onu güldürdü.

"Yoksa utandığın için yüzüme bakamıyorsun da bir köstebek gibi kafanı tenime mi gömüyorsun?"

Gözlerim yavaşça açılırken neredeyse bir saat önce yaşanılan her şey zihnimden bir film şeridi gibi ağırca geçti. Yaşadığımız tutku o anda kalamayacak kadar uzun süre benimle kalacaktı. O sıcaklığı hâlâ tenimin altında hissedebiliyordum.

VİSAL/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now