15.Bölüm

3.3K 179 51
                                    

Geldik güzellerim geldiikk.
Biliyorum çok ara vererek geliyorum ama inanın şu yoğun tempom asla geçmiyor, üzgünüm.

Bölümde yazım yalnışları olabilir, telefonda yazmak o kadar zor ki defalarca bakmama rağmen yalnışlar olabiliyor bunun için üzgünüm.

Şimdi sizi şöyle bölüme alayım.

Ha birde yıldıza basmayı unutmayın ve yorumlarınızı benden esirgemeyin lütfen.

......

🎶 Güney Marlen - Eda Baba: Seni Unutmak








En son ne zaman bacaklarım bedenimi ayakta tutamayacak kadar heyecanlanmış ve düşmekten korkmamıştım. Ne zaman yaşamıştım bunu sahi?

Benim bacaklarım korkudan kırılırdı hep, yürüyemezdim. Yürürken ruhumun acıyan seslerini kimse duymazdı. Ben o sesi hep bastırırdım, çünkü çocuktum. Kendime devam etmek için büyüdüm diyerek yalanlar söylesem bile çocuktum.

Dönüp bakıyordum geriye, arkamda bırakamadığım bana bakıyordum. O hiç böyle gülerken titrememişti biliyor musunuz, o hep soğuktan veya acıdan titrerdi. Sonraki günde kalkıp işine giderdi. Kalabalık yollardan yürüdü hep, ne kadar kalabalıksa o kadar yalnızlık çekmişti. O kadar tek başına sırtlıyormuş gibiydi ki her şeyi, keşke lanet okuyup bir yamaçtan aşağıya fırlatabilseydi onları.

Hiç yapmadım, 23 sene heybemde taşıdığım her şeyi bugün o yamaçtan atmış gibi hissediyordum.

İçimde tarifi olmayan bir heyecan vardı. O kadar mutlu hissediyordum ki, hep gülmek istiyordum. İlk defa gerçek anlamda yalnız olmadığıma, birinin her anımda elimden tutacağına bu kadar içten inanıyordum.

İnanmak benim yaşadığım şeyleri yaşayan herkes için çok zordur, o yüzden ne demek istediğimi ve bu kadar çocuksu bir şekilde yaşadığım mutluluğu anlıyorsunuz değil mi?

Beni bu defa anlamasanız bile size kızmayacağım, o insanlardan biri olmadığınız için sadece bir şeyleri umut etmeye ve hikayemi size anlatmaya devam edeceğim.

Ben artık kendi mutluluğum için bir şeyler yapmak istiyordum. O kadar beni kustuğunu düşünmüştüm ki bu dünyanın, şimdi sanki onca şeyi yaşamamış gibi ben bugün yeniden doğmak istiyordum. Annem yoktu, küllerinden doğacak bir anka kuşu da değildim ben çünkü onlar çoktan bilmediğim yerlere savrulmuştu.

O halde beni, bugün içimde yeşeren o umut, inanç doğursun. Umudumun bittiği yerde inancıma, inancımın zayıf düştüğü her anda umuduma sarılmayı hep bileyim diye, ben bugün yeniden doğdum.

Oradan nasıl kalktığımızı, arabaya nasıl koşturduğumuzu anlamamıştım bile. Bir anda bastıran yağmuru elbette beklemiyorduk. Arabaya geçtiğimizde ikimizde sessizdik, dudaklarımızdan silemediğimiz tebessüm aslında her şeyi anlatıyordu. Yıldırım'la konuştuğumuzda saat neredeyse dörde geliyordu ve hava kararmaya durmuştu. Hava ne kadar kasvetli olursa olsun içimde ki heyecan tazeliğini koruyordu.

Eve vardığımızda çocukların bizden önce geldiklerini görebiliyorduk. Meyve suyu içerek Nesibe teyzenin yaptığı kekten yiyorlardı. Nesibe teyze bize de birer çay koymak için mutfağa geçtiğinde, Yusuf'ta kabanını girişteki askıya asarak içeriye, Sedat amca ve Yıldırım'ın yanına geçmişti.

Mutfağa girdiğimde dolaptan pasta tabaklarını aldığını görerek, bende çay servisi için bardak kısmına yöneldim. Beş bardağı alarak ocağın yanına koyarken, "Yavrum," diye seslendiğini duydum Nesibe teyzenin. "Magnolia kaselerine mi koyacaksın çayı?"

VİSAL/TAMAMLANDIOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz