16.Bölüm

2.8K 178 54
                                    

Geldik vallahi geldik...

bölüme geçmeden önce sizden bir kaç ricam olacak, lütfen okumadan geçmeyin.

Öncelikle, biliyorum bölümler söz verdiğimden ileri zamana aksıyor ve inanın bu elimde olan bir şey değil ve göz sorunum olmasına rağmen kendimi zorluyorum, bu konuda anlayışınıza sığınıyorum.

Bunun dışında oy sayımız o kadar düşük ki, bu benimde modumu düşürüyor elbette. Hayalet okuyucu olmak yerine, yorum yapamasanız bile emeğe saygı olarak en azından oy verirseniz çok mutlu olurum.

Son isteğim ise, Visal için yeni bir Instagram hesabı açtım ve yazarınız olarak ben yöneteceğim. Bölüm duyuruları, alıntıları, shop ve editleri oradan paylaşacağım yani orada çoğunlukla aktif olacağım.
Bölüm sonunda da sizinle paylaştığım editler hesapta da bulunuyor.
Bir sorunuz, öneriniz veya yorumunuz olursa benimle oradan iletişime geçebilirsiniz.

Sizi bekliyor olacağım 💝

Hesabımız/rmysaudade_

Sizi tuttuğum için kusura bakmayın ve beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Bölüm sizindir 🕊

........



Bir şeyleri her zaman mahvetmemle ünlüydüm, en azından babam denilen adam için bu böyleydi. Onun için uğursuz, başına dert olarak kalan bir yığıntıdan başka bir şey değildim. Bunu kabul etmiyordum, ta ki şu ana kadar.

Bütün gözler üzerimizdeyken Yusuf'un elimin yüzeyinde gezinen parmaklarının bir süre sonra avucumun içine kayacağını hissederek tedirginlikle elimi arkama sakladım. Ona bakmasamda bakışlarının çok net bir şekilde üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Yalnış bir şey yapmadığımızı bilsemde, şu an üzerimizde dolanan gözler tedirgin hissetmeme neden oluyordu. Belki hata yapıyordum, Yusuf'u kırıyordum ama özellikle karşımda babası varken ve bana daha geldiği ilk dakikadan böyle hissettirirken elimden başka bir şey gelmiyordu.

"Neden geldiğin belli oldu, bende aptal gibi neler düşündüm."

Yusuf'un keskin ve ruhsuz sesi ortamda duyulan ilk şey olurken, bakışlarımı babasına çevirdim. Ellerini dizlerinin üzerine koyup ayağa kalkarken bir iki adımda önümüzde durdu. Bakışları tamamen oğluna odaklı bakarken, Yusuf'ta ondan geri durmuyor ve inatla karışısındaki adama bakıyordu.

"Bütun Tirabzon sizi konişiy sizi, sen ne kuriysin o sepet gafanda. Elaleme rezil olduk, te yayladan duydum da geldum haburiye."

*Butün Trabzon sizi konuşuyor sizi, sen kuruyorsun o sepet kafan. Elaleme rezil olduk, ta yayladan duydum da geldim buraya."

Korktuğum şey sonunda başıma gelmişti sanırım. Bu aileye zarar vermeye başlıyordum varlığımla, bunun bu kadar acıtacağını hesaba katmamıştım. Kötü bir şey yapmış olmamama rağmen utanıyordum, sadece onları böyle bir duruma soktuğum içindi bu.

Yusuf'un yüzünde tek bir mimik oynamadan karışısındaki adamı dinlediğini gördüm.

"Ne duydun, kim ne diyor inan o kadar umrumda değil ki." Bir adım daha atarak babasının üzerine yürüdü. "Seni o allahın belası dağdan Yaren'in bir hafta ateşler içinde yanması bile indirmedi, bunun için geldin öyle mi?"

Yusuf'un alaycı ve küçümseyerek konuşması üzerine babası hiddetle çıkıştı.

"Garadağ soy adini iki paraluk insanlarun ağzine veriysun da, gelmiş bide bağa babaluk ögretiysun hemi?"

VİSAL/TAMAMLANDIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora