Hazan Vakti| 36

Depuis le début
                                    

Eren'in söylediği şeyle birlikte başımı salladım. "Biliyorum." Eren yanımdan uzaklaşırken bakışlarımı tekrardan  Alparslan'a çevirdim. Yanına girmek istiyordum ama aynı zamanda da korkuyordum. Yakından o halini görüp iyice yıkılmaktan korkuyordum.

"Hazan, bir haber mi var?" diyen Fırat'ın sesini duyduğumda bakışlarımı ona doğru çevirerek başımı iki yana salladım. "Yok ama durumu iyiye gidiyor." dediğimde Fırat elini yüzüne götürerek sıvazladı. "Ben sızmışım kusura bakma." dediğinde konuştum. "Çok yorgunsun, normal."

Fırat oturduğu yerden kalkarak yanıma doğru ilerledi. Alparslan'a baktıktan sonra konuştu. "Sende biraz dinlensen fena olmayacak, iki gündür uyumuyorsun. Kartal yüzbaşım anlattı neler olduğunu." dediğinde başımı iki yana sallayarak reddettim. "Olmaz, onun yanında olmak istiyorum."

"Ben onun başında olacağım zaten, en ufak bir şey olduğunda sana mutlaka haber veririm." dediğinde küçük bir tebessüm ettim. "Sağ ol Fırat ama idare edebildiğim kadar edeceğim." Fırat daha fazla üstelemeden beni onaylarken kolundaki saatine baktı. "Ben bize yiyecek bir şeyler alayım, en azına midemize kahveden başka bir şey girer."

Başımla onu onaylarken Fırat yanımdan uzaklaştı. Bakışlarım tekrar Alparslan'a dönerken tekrar adım seslerini duyarak şaşkınca arkamı döndüm. Ne çabuk gelmişti Fırat? Arkamı döndüğümde gördüğüm yüzle epey şaşırmıştım. Kartal yüzbaşının gelmesini hiç beklemiyordum.

Benim şaşkınlığımı gören Kartal yüzbaşı ise konuştu. "Sizi merak ettim, yani Alparslan ve seni. Fırat'tan bilgi alıyordum ama bizzat görmek istedim." dediğinde konuştum. "Bir değişiklik yok, sadece değerleri iyiye gidiyor."

"Çok şükür." diyerek camın gerisinden Alparslan'a doğru baktı. Ardından da bana dönerek konuştu. "Alparslan iyiye gidiyor, peki ya sen?" dediğinde gözlerimin tekrardan dolmasını engelleyemedim. Birinin bu soruyu sormasına ihtiyacım vardı anlaşılan.

Omuz silkerek başımı iki yana salladım. "Bilmiyorum. Ne hissetmem gerektiğini, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bazen umutsuzluğa kapılıyorum ama sonra hemen kendimi toparlıyorum, kelimelere dökemeyecek kadar çok canım acıyor, içim yanıyor." diyerek akan gözyaşımı elimin tersiyle sildim.

Hiç tanımadığım birine içimi döküyordum ama buna ihtiyacım olduğunu yeni fark etmiştim. Çoğu şeyi içimde yaşıyordum ben. Beni dinleyen tek insan canıyla cebelleşirken kendi yalnızlığıma çekilmiştim. Şimdi döküyordum içimdekileri gözyaşlarımla birlikte.

Bakışlarım Kartal yüzbaşından Alparslan'a dönerken devam ettim konuşmaya. "Onu uğurlarken böyle olacağını hiç hayal etmemiştim ben. Ondan haber alamadığımda içime bir şeyler oturmuştu ama iyi olduğunu duyduğumda omuzlarımdaki o yük kalkmıştı. Ama sedyede onu öyle görünce yaşadığım şoku anlatamam."

Sözlerimden sonra büyükçe yutkunduğumda Kartal yüzbaşının sesini duydum. "Ne kadar korktuğunu gördüm ben, ne kadar endişelendiğini. Alparslan'ı ne kadar sevdiğini gözlerinde gördüm. Sana o haberi telefona veremezdim, kaldıramazdın çünkü." diyerek kendini açıkladığında hızla ona doğru döndüm. "Sizi suçlamıyorum zaten ben, haklıydınız. Nasıl söylenir ki bu? O yüzden kendinizi suçlamayın lütfen."

"Komutanım, hoş geldiniz." Fırat'ın sesini duyduğumda bakışlarımı Kartal yüzbaşından çekerek Fırat'a çevirdim. Kartal yüzbaşı ise konuştu. "Hoş buldum Fırat, size bakmaya geldim." dediğinde Fırat konuştu. "Her şey aynı, bir değişiklik yok."

Hazan Vakti| Asker&DoktorOù les histoires vivent. Découvrez maintenant