War of Love | Sope

özel bölüm 2

Keyifli okumalar dilerim ☺️

"Baba,"

"Efendim birtanem?"

"Neden bu kadar heyecanlısın?" Kıkırdadı. Bu hali o kadar tatlı geldi ki gözüme bir an için heyecanımı unutup ben de onunla gülümsedim.

"Değilim ki bebeğim, iyiyim."

"Emin misin? Sanki benim yerime sen bekliyorsun sonucunu."

"Evet, evet. İyiyim."

"Baktınız mı?" Kapı aceleyle açıldı ve Hoseok yanımıza geldi. Elinde kocaman bir tabak ve içinde kurabiyeler vardı. Pişmişlerdi bile demek ki. Oysa daha biraz önce onları birlikte yapmıştık ne çabuk olmuşlardı...

"Daha değil babacım."

"Çok heyecanlıyım." Derin bir nefes alıp verdi. "Benim minik bebeğim, bebek ekmeğim büyümüş de yarışmalara katılırmış," tabağı masaya bıraktı ve Vien'in yanaklarını sıktı. "Gurur duyuyorum seninle."

"Baba daha açıklanmadı ki, belki de kazanamadım?"

"Olsun ben yine de gurur duyuyorum seninle. Buraya kadar gelebilmen bile çok büyük bir başarı." Geri çekilip tabaktan bir tane kurabiye aldı ve çocuğun ağzına tıkıverdi sonra. "Nasıl olmuş?" Diye sorarken oldukça keyifli bir hali vardı.

"Her zaman olduğu gibi harika."

"Ama hayır," dedi. "Sen hep öyle diyorsun baba üzülmesin diye. Geçen sefer yaptığım tatlıya normal tereyağı yerine sarımsaklı tereyağı koymuştum ona bile güzel demiştin..."

"Hayır baba üzülmesin diye demiyorum gerçekten güzeller."

Uzanıp tabağı kendi önüme çektim ve tabaktan bir kurabiye aldım. Gerçekten sıcaktı ama güzel görünüyordu. Hızlıca ağzıma attım.

"Hayatım gerçekten güzel olmuş. Siz burada bekleyin ben gidip süt getireyim sütle yiyelim."

"Ya hayır, burada olmaz. Mutfakta yiyelim."

"O zaman Vien bilgisayarı toplasın ve bizimle mutfağa gelsin." Benim akıllı kızım çabucak yerinden kalkıp toparlandı. Her zaman söz dinleyen, uslu bir çocuktu Vien. Ve de çok yetenekli. Mutfağa geçerken "Eğer yarışmayı kazanırsam bana söz verdiğin kemanı alacaksın değil mi baba?" Diye sordu. Kafamı salladım. Kazanamasa bile alacaktım zaten. Sadece motive olsun diye öyle demiştim.

Vien keman çalıyordu. Jimin ile birlikte onu kursa göndermiştik ve şimdi onun için bir tutku haline gelmişti. İstediği keman gerçekten pahalıydı ama kızım elbette ki buna değerdi.

Mutfağa geçer geçmez masaya kurulup bilgisayarı açarken ben de dolabı açıp sütü çıkardım. Hoseok önüme dört bardak koydu. Ona baktım. Biz üç kişiyiz neden dört bardak? "Jimin gelecek." Diye açıkladı.

Jungkook denizdeydi. Taehyung ve Jimin ise bizimle. Evimizin yanında bir ev almışlardı. Jungkook sürekli bir gemide olmanın onlar için zor olduğunu söylemişti. Sabit bir evleri olması ikisi için de iyiydi. Hem bu sayede Jimin ve Vien de her gün rahatlıkla görüşebiliyordu.

"Uyuya kaldı yine," diyerek güldü Vien. "Alarm kurmuş, ama uyanamamış. Az önce aradım. Beş dakikaya gelirim dedi neredeyse yarım saat oldu."

"Evlerimiz dip dibe tatlım, şimdi uyansa bile gelmesi üç dakika."

"Taehyung da gelecek mi?" Diye sordum. Hoseok bilmiyorum dercesine kafasını salladı. Taehyung ve Jungkook'un arası bozuktu şu sıralar. Bu yüzden Taehyung evden çıkmak bile istemiyordu.