14

1.7K 175 52
                                    

Ama mesaj atmadı.

O akşam onu düşünmekle ve evi toplamakla meşgul olduğumdan pek aklım çalışmadı ancak sabaha uykusuz ve telefona bakmaktan şişmiş gözlerle kalkınca sinirden gözüm seğire seğire duş aldım.

Bornozumla saçlarımı kurularken, ona ben mi mesaj atsaydım diye düşündüm. Ben böyle düşünedururken de mesaj geldi.

Bugün saat 2'de, şirkette buluşalım.

Tek kaşım şüpheyle kalktı bu mesaja ve neden benimle daha önce buluşmadığını düşündüm. Dün neden mesaj atmadığını, bu sabah neden her zaman yaptığım gibi onu evinden almadığımı...

Konuşacak mıyız?

Yazdım ve yolladım. Çok geçmeden onaylayan mesajı geldi. Sopsoğuk bir evet beni rahatlatmadı. Kendimi en kötüsüne hazırlayarak yeniden duş aldım. Kafam çok dağınık olduğu için iki günlük sakallarımı keserken boğazıma yakın bir noktayı da kesmiş bulundum. Acıyla küfür ettim ve oflayıp puflayarak, her zaman olduğumdan daha huysuz bir şekilde yani, yara bandını taktım. İşimi bitirdikten sonra ne giyinmem gerektiğini düşündüm.

Takım elbise giyersem çok bariz hâlâ koruması olmak istediğimi belli ederdim. Evet istiyordum ama acınası da gözükmek istemiyordum. Bir kozum vardı ve kullanmaktan çekinmeyeceğimi belirtmek istiyordum.

Bir kumaş pantolon giydim. Üzerime de kumaşa benzer, kısa kollu siyah bir boğazlı giydim. Tamamen siyahlara bürünmüştüm, kemerimi ve ayakkabılarımı bağlarken bu giysilerin iyi bir seçim olduğuna kendimi ikna etmeye çalışıyordum.

İntikam giysileri her zaman kışkırtıcı olmalıydı, kollarım gücümü temsil ediyordu ve dövmelerim belli oluyordu. Boğazımı örtmemin sebebi de omuzlarıma dikkati çekmekti, bu sayede bana o gece nasıl tutunduğunu ve nasıl yalvardığını hatırlayacaktı. Bileklerime bir saat ve bir zincir taktıktan sonra kendimi tekrar gözden geçirdim.

"Evet."

Siyah saçlarımı önce arkama tarayıp sonra biraz jöleyle şekil verdim. İkiye ayırmak ve arkamda kalması yönündeki kararımı arkamda kalmasından yana kullandım. Böyle daha dürüst ve daha açık duruyordum.

"Evet." dedim yine. Kendimi sakinleştirmeye çalışmak çok zordu. Dora burada olsaydı onun paniği beni sakinleştirirdi. Kalbim hızlansa da onun için endişelenmek beni mutlu ederdi, sakinlerdim.

"Of..."

Yatağımda pire varmış gibi kapıyı kapattım. Kendimi evden dışarıya atacakken merdivenlerde Fetih'le karşılaştım.

"Lan?" dedi beni görünce şaşkın şaşkın.

"Aa? Burada ne işin var?" Ortada buluştuk.

"Mesajlarıma dönmedin. O günden beri." diye vurguladı o günü. İç çekmemek için zor tuttum kendimi. Bir şeyler olduğunu anlatmak istemediğimden rahat bir ifade takındım.

"Patronun kızdı mı n'oldu?

"Yok kardeşim ya, geldi gitti zaten çok kalmadı." Fetih şaşırdı.

"Kalmadı mı?"

"Evet." dedim ve merdivenleri inmeye başladık.

"O zaman neden o sabah, o geceki kıyafetleriyle evinin önündeydi?"

Ups. Yakalanmıştım. Daha önemli dertlerim olmasa paniklerdim.

"Sen o günde mi geldin?" diye sormakla yetindim sadece.

fake it til feel it [boyxboy]Where stories live. Discover now