1

2.7K 206 119
                                    

şarkı: billy joel, easy money

Patronum, değişik bir adamdı ve bu değişikliği artık sıradanlaşmıştı. Her sabah saat dörtte kalkar ve altıda evinin önünde olurdum. Bu rutine alışmıştım. Başka türlüsünü yadırgayacak derecede alışmıştım hem de...

İhtişamlı demir kapıdan geçip villanın taş yolunu tırmandım. Beyaz mermerden yapılmış süs havuzu ve merdivenlerin arasında durup kapıya gözlerimi diktim.

Şimdi kapı açılacaktı.

Ancak kapı açılmadı. Hem de iki dakika boyunca.

6.02 oldu saat.

İki yıldır bu adamın yanında çalışıyordum ve iki yıllık hayat ortaklığımızda onun değil iki dakika bir saniye dahi geciktiğini görmemiştim.

O an gözlerim kapıda, tüm kalbimle beklerken endişenin tohumları yavaşça ekildi içime.

Geç kalmış olabilir miydi?

Arabadan indim ve iki katlı, modern evin merdivenlerini tırmandım.

İmkansızdı geç kalması. Nitekim benim patronum bence insan değildi. Şirketteki çoğu insan onun bir dahi olduğundan bahsederdi, ne kadar işkolik olduğundan ve şirketi küçük yaşında kurmasına rağmen bu kadar büyütebilmesine şok olurlardı.

Evet, her şeyi o yapmıştı. Ne babasından ne de dedesinden kalan bir şirkete bekçilik ediyordu bu adam. Tamamen kendi kurduğu imparatorluğu yönetiyordu ki bunu öğrendiğim zaman ağzım açık kalmıştı.

Benden yaşça küçük, yolun kenarında bıraksam evini bulamayacak, eğer bir dakika geç kalırsam gününün kötü geçeceğine inanan bu adamın Türkiye'nin en genç milyoneri olması, şaşırtıcı değil de neydi?

Kapının dibinde durup etrafıma bakındım. Şansa bala belki bir bahçıvan ne bileyim bir aşçı görürüm de beni bu dertten bu endişeden mahrum bırakır diye düşünsem de kimse yoktu etrafta.

Daha önce bir kapıya tıklamamayı hiç bu kadar istememiştim. Daha önce bu kapıya hiç dokunamamanın verdiği rahatsızlık hissi, her gün yaşadığımız günden aykırı bir noktada olmamızın yaşattığı rahatsızlık hissiyle kapışıyordu.

Karnım düğüm düğüm kapıya vurdum.

"Dora Bey?"

Kapının arkasından öfkeli ayak seslerini duyunca geriledim. Kapı açıldığı an kovulmayı beklemiştim ama kapıyı açan kişi Dora Bey bile değildi.

"Asım onun adı." dedi ihtiyar bir kadın.

"Anlayamadım?" Kaşlarımı çattım. "Siz de kimsiniz?"

Kadın düşmüş omuzları, çıkmış kamburuna rağmen resmen süzüldü yanıma.

"Asım Dora aslında." Üzerindeki beyaz zambak kokusunu alınca çocukluğuma gider gibi oldum.

Bu kadın da kimdi? Dora Bey evine temizlik görevlisi dışında kimseyi almazdı. Onu da bir ajanstan özel olarak getirtirdi.

Özel hayatında ise bence ucubenin tekiydi çünkü iki yıllık iş hayatım boyunca bir kez olsun bir kadından bahsettiğini duymamıştım. Hatta kendisine inanılmaz hayran olan Genel Müdürlerden birisi ona cilve yaptığında iş ahlaksızlığı konusunda payladığına şahit olmuştum.

O an gözlerim kadını şöyle bir süzdü. Zümrüt gözler ve yer yer beyaza çalan siyah saçları vardı. Buna rağmen sabahın altısında full makyajlı ve tamamen giyinikti.

fake it til feel it [boyxboy]Where stories live. Discover now