7

1.9K 195 121
                                    

Küçüklüğümden beri hep haşere bir çocuk olmuştum. Koltuk tepelerinden inmez, kapılara ve kolonlara tırmanır; Spider-Man olduğumu hayal ederdim. O zamanlar en sevdiğim şey, müstakil evimizin çatısına tırmanıp oradan sokağı izlemekti ve bir gün kahraman olacağımın hayallerini kurmaktı; yaşıtlarımın neşeli sesleri evimizdeki gürültüye karışırdı.

"Ne yaptım dedin!?"

Gizem'in kahveleri söylediklerimin süzgeçten geçmediğini bariz gösteriyordu. Bir kere daha denedim.

"Patronumla sevgili numarası yapacağım, o yüzden instagram hesabımdaki fotoğrafları arşivledim."

Bu cümle benim için aynı yaramazlık yaptığım zamanlar kadar önemsizdi. Ancak sevgilim için öyle değildi.

Gizem ellerini saçlarından geçirerek, telefonu yüzüne doğru tuttu. Uzun zamandır meşguldüm ve o da benden farksız olduğu için, son kavgamızdan sonra olayları toparlayacak vaktimiz olmamıştı. Bizde hiçbir şey olmamış gibi devam etmiştik.

İlk mesajı o, geçen gün atmıştı. Ben de görür görmez cevap vermiştim ama daha yeni barıştığımız sırada, tam da biz barıştık manasında bol öpüşmeli bir story atmam gereken zamanda, hesabımda bulunan tüm fotoğrafları kaldırmıştım.

Beş dakika sonra da beni görüntülü aramıştı ve işte buradaydım. Biraz üzgün biraz telaşlı bir şekilde onu izliyordum.

"Şaka mı bu Caner?" dedi ciddi bir sesle. "Şaka yapıyorsun değil mi?"

"Gizem neden böyle bir konuda şaka yapayım? Adamın ihtiyacı vardı ve daha fazla para teklif etti-"

Telefon yüzüme kapandı. Dertli bir şekilde iç çekerek mesaj attım.

Kime: Gizem.

Mesaj: Konuşabilir miyiz?

Bir saniye bile geçmeden cevap geldi.

Hayır.

Derin bir nefesle telefonu ters kapatıp yatakta sinirden zıpladım. Gizem'le ilişkimiz güzel gidiyordu ama bazen attığı bu gereksiz tripler beni sinir ediyordu.

İkimizde meşguldük ve bunu kabullenmeliydik. Onun çalıştığı bankada güvenlik olmadığım için benimle konuşmaması saçmaydı ama bu son yaptığı beni daha dinlemeye bile çalışmadan telefonu yüzüme kapatması da aynı şekilde çocukçaydı.

Evde olduğum bir gündeydik. Pazar günleri de çalışan Patronum, Anneannesi tarafından yeniden eli kolu bağlanmıştı o yüzden dün akşam bana gelmemem için mesaj atmıştı. Bir hafta içinde ikinci izinimdi bu; dünya üzerindeki mucizelerin haddi hesabı yoktu.

Tek başıma yaşadığım iki artı bir evimi, bu güzel güneşli pazar gününde temizlemeye koyuldum. Eşyalarımı yıkadım ve astım, buzdolabımı toparladım ve bozuk yiyecekleri attım. Ev neredeyse temizlenince banyoya geçip bir de banyoyu güzelce çitiledim.

Zar zor liseyi bitirdikten sonra derhal kendi evime çıktığım için ve ayrıca lisanslı sporcu olduğum için de olabilir, eğer astrolojiye inanıyorsanız burcum yüzünden bile olabilirdi, ama temizliği seviyordum.

Temizlik bittikten sonra salonda bir köşede duran koşu bandına çıktım. Uzun zamandır sporu boşlamıştım. Aslında ise evimin her köşesi sporcu olduğumu kanıtlayan eşyalarla doluydu ve spor benim hayatımdı. Ter atmak kadar zevk alabileceğim hiçbir şey yoktu hayatımda.

Salonun boş bir duvarında Krav Maga, Judo ve Taekwondo için aldığım sertifikalarım yan yana duruyordu. Hemen altında aldığım silah sertifikaları ve güvenlik görevlisi sertifikası bulunuyordu. Üniversite okumamış olsam da, sertifikalarla kendimi geliştirmeye özen göstermiştim.

fake it til feel it [boyxboy]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ