Sakallı yanağını kolları arasına aldığı yastığa sürterken omuzlarını gerdi. Bu hareketiyle birlikte omuzlarındaki kasları kısa bir anlık kendilerini gösterdi ve tekrardan rahatlayarak serbest bıraktı. Gözlerimin odağı tekrar yüzüne doğru çevrildi. Tek gözü kısık bir şekilde ifademi izliyordu.

"Bu sabaha gömseler ya beni."

Çıkan sesi boğuk ve kalındı. Yine de buna rağmen söylediği şeyler anlaşılırdı. Parmaklarım alnına düşen beyaz siyah karışık saçlarına gitti. Geriye doğru yatırdığım saçları tekrar alnına doğru düşecek şekilde dururken gülümsedim.

"Saçlarındaki beyazları seviyorum."

"Yüzündeki ifadeden anlamak zor değil."

Gözlerim gözleriyle buluştu. Dudaklarımdaki gülümseme yüzündeki ifadeyle bir tık daha büyüdüğünde yattığı yerde doğruldu ve dirseği üzerine kalkarak yaklaştı.

Dudaklarını yavaşça dudaklarımın arasına bırakmasıyla birlikte başım geriye doğru düşerken, kulağımın arkasına sıkıştırılan saçımın varlığını hissedebiliyordum.

"Ağrın var mı Çiçeğim?"

Dudaklarımın arasına doğru sorduğu soruyla birlikte ne zaman kapadığımı bilmediğim gözlerimi aralayarak yüzüne baktım. Alt tarafımda hissettiğim hafif bir sızıyla başımı iki yana sallarken yaklaştı ve burnumun ucuna küçük bir öpücük bıraktı.

"Dün gece, mutlu muydun Mihri?"

Sorduğu soruya hazırlıksız yakalanmıştım. Bunu sorması o kadar gereksiz gelmişti ki cevap verme gereği bile duymuyordum ama o bir cevap bekler gibi yüzüme bakıyordu.

"Ben sana iyi hissettirdim, değil mi?"

"Aksini gerçekten düşünüyor musun yoksa benden duymak seni daha mı tatmin edecek?"

"Sadece bilmek istedim."

"Yusuf," elim ensesine doğru bir yol alırken gözlerini üzerimden ayırmadı. "O bir anlık verdiğim bir karar değildi. İstiyordum, istiyordun ve oldu. Çok mutluydum, ilk defa yaşadığım, bana yaşattığın o hisleri ve duyguları asla unutmayacağım. Seninle olduğum için mutluyum Kaptan."

Sözlerimin bitişiyle birlikte Yusuf yutkunarak çenemi kavradı ve dudaklarını sıkıca yanağıma bastırdı. Omuzlarından itmeye çalışırken hiçbir şekilde yerinden kıpırdamıyordu.

"Ya sulu öpme bari."

Yanağımı sildiğim kısma tekrardan sıkıca dudaklarını bastırırken, "Seni yiyeceğim." Diyerek boynuma doğru yöneldi.

"Dün gece zaten yedin manyak herif, izleri hâlâ bedenimde."

Yusuf'un dudakları boynumda duraksadı ve üstten bana baktı.

"Görmeden inanmam."

Üzerimdeki beyaz pikeyi çekiştirmeye çalışırken diğer ucundan tutmamla duraksadı.

"Sabah sabah kafayı mı yedin?"

"Sanki görmediğim şey, bakayım çok mu kötü?"

Tekrardan pikeyi çekiştirdiğinde kenarını kavradım.

"Banyoya gireceğim, kötü falan da değil ayrıca. Zamanla geçer."

"Banyoya gireceğiz?"

Kaşlarımı kaldırarak yüzüne baktım.

"Yooo."

Zor da olsa vücudunu yana doğru iterek üzerimdeki pikeye sarınıp kalktığımda hızlıca banyoya koştum. Arkamdan söylenmelerini duysam da buna kayıtsız kalarak aynada kendime baktım.

VİSAL/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now