ON İKİNCİ BÖLÜM / Etki

454 3 0
                                    

"Sevgili izleyiciler, Çin'in Wuhan kentinde yeni bir virüs tespit edildi. Çin'de ilk olarak bir hayvan pazarında ortaya çıkan virüs, ülkede kırmızı alarmın ilan edilmesine sebebiyet verdi."

  2019 yılının son günlerinde haberleri izlerken bu cümleye çok da fazla kulak asmamıştı. Kısa bir süre sürecek, ufak çaplı bir virüs olmayacağından habersiz yatağına yöneldi. 9.sınıf günlerinde başlangıca göre daha fazla zorlanmaya başlamıştı. İngilizce dersinde absürt konuları sınıftaki herkes gibi anlamakta zorlanıyor, makale yazarken kaybettiği puanlara tahammül edemiyordu. İkinci dönem bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. İlk dönem notları yeterli olacaktı. Şanslı hissedecekti. En azından, bir bakımdan...
Mart ayının ortalarına doğru ilerlenirken ülkede ilk koronavirüs vakası tespit edildi. O günlerde bu virüsün hayatını etkileyeceğinin farkına vardı. Etki... Sadece etkileyecek miydi? Bazı şeyleri kökünden değiştirecekti. Bazı temel değerleri bile... Günlerden bir gün tüm gençler gibi gözlerini o gece yapılacağı duyurulan, virüsün eğitimi ne yönde etkileyeceğine dair söylentilere açıklık getirecek açıklamayı dinlemek üzere açılan televizyona çevirdi. Çok heyecanlıydı, bu açıklama hayatını değiştirebilirdi. Çok geçmeden haberler peş peşe gelmeye başladı:

"Sevgili izleyiciler, ülkemizde hızla yayılan koronavirüs, okulları da vurdu! İkinci dönemler okullar tatil edildi! Öğrenciler, eğitim hayatlarına bilgisayar ortamında devam edecek, ilk dönem notları yıl sonu verilecek olan karneye yansıtılacak!"

Haberler ardı arkası kesilmeden gelmeye devam ediyordu. Yetişemiyordu, birkaç ay önce eline aldığı telefonundan haberlerin tamamına ulaşmaya çalışıyordu. Günlerden bir gün yine;

"Sevgili izleyiciler, İstanbul'da maske takmayanlara ceza geliyor! Maske takma zorunluluğu getirildi!"

Hayatlarına maske QR kod, HES kodu, siperlik, dezenfektan, pandemi, karantina gibi kelimeler hızla girmişti. Günlük koronavirüs vaka tabloları da cabası...
Bir süre olayları idrak edemedi. Arkadaşları olaylara karşı kendilerini bir hayli mutlu hissediyordu. Çoğu okula gelmekten dahi nefret eden tiplerdi. Online eğitim sistemi fikri kulaklarına hoş gelmişti. Geç saatte kalkmak, derslere pijama ile girmek, kamera açmamak. İstediği derslere girip gereksiz bulduklarına girmemek... Olacakların bu kadar tozpembe olmadığını anlamaları zaman alacaktı. Onları psikolojik açıdan daha zor günler bekliyordu. Aylarca dışarı çıkamayacakları, sosyalleşemeyecekleri, sosyalleşmek için yeni bir yöntem bulma arayışlarına girecekleri... En azından o, olacaklara karşı arkadaşlarından daha bilinçliydi. Eve gelirken kıyafetlerini hemen çamaşır makinesine attığı o günlerde... Okula gitmiyorum diye düşündü. Sevinmem lazım, belki de birkaç ay evdeyim. Ama o... O, ben, biz. Biz ne olacağız? Başlayamayacak mıyız? Hayat bizi birleştirir birleştirmez ayıracak mı? Belki de... Sadece ben ve o... Her şeyi yaparım. Her şeyi... Yoruldum ama pes etmeyeceğim. Onu elde edene dek...
O an anladı. Kısık sesle fısıldadı:

"Ben onsuz yaşayamam."

ve kendini usulca sonuna yıllar sonra ulaşacağı labirente bıraktı. Tüm toyluğuyla, kısa boyuyla, tecrübesizliğiyle, masumluğuyla... En önemlisi, ona geçen senelerin ardından dönüp baktığında aşağıdaki mısralara hak vermesine vesile olacak, yavaş yavaş alevlenmeye başlayan aşkıyla...

Aşk kırıntısıyla doymaktansa
Tek başıma aç kalırım bu hayatta
Paylaşacak bir şey artık yoksa
Bi' erkekle, bir kadın arasında

ve yola çıktı. Kendisine önemli birikimler katacak uzun bir yolculuğa çıktı. Ona aşkı öğretecek kaptanla engin okyanuslara açıldı. Kendini hayat hikayesini şekillendirecek olaylar dizisine bıraktı. Kendini hayatını konu alan filmin yönetmen koltuğuna bıraktı. Başlarken aklında yine aynı şeyler vardı:

"Benim olsun, yeter."

  Hiç ümidi yoktu belki. Hiçbir fikri, hiçbir düşüncesi... Aldığı bazı kararlara yıllar sonra çok gülecekti, saçma bulacaktı belki de...  Kendine olan güveni sarsılacak, uzun yıllar o güveni aramakla geçirecekti günlerini. En kötü kararın bile o masum, çocukça kararsızlığından iyi olduğu sonucuna ulaşana, kendine duyduğu o saygı ve sevgiyi bir zamanlar yanmakta olan kalbinin derinliklerindeki en ücra köşesinden çekip çıkarana dek...

Yanıyor KalbimWhere stories live. Discover now