ON BİRİNCİ BÖLÜM / Beşli Masa

456 4 0
                                    

   Unutuyordu, en azından unutmak için önemli adımlar atmıştı yeni arkadaşları ile Derin'in doğum gününü kutlamak üzere anlaşırken. Suadiye'de alkollü bir barda karar kılmışlardı ve o hiç alkol sevmezdi. Derin ve diğer arkadaşlarını kırmadı, daveti kabul etti. Derin, arkadaşları ile içmeyi çok seven biriydi. Doğum gününde onu yalnız bırakmak olmazdı. Sınava bir ay kaldığı için izni pek kolay kapamasa da bir şekilde o gün orada arkadaşlarına eşlik edebilmek için gerekli izni aldı. Birkaç gün önce, Derin'e hediye bakmak için Bağdat Caddesi'ne indiğinde bir hayli zorlanmıştı. Kendini 0,7 uçlar ile karşı karşıya bulması onda soğuk duş etkisi yaratsa da çok geçmeden aradığı hediyeyi bulmuştu. Ona bir kokteyl bardağı aldı, bir de dondurma tabağı... İki hediye de iyice içine sindikten sonra almaya karar verdi. Derin'in hediyelerini beğeneceğinden emindi çünkü içmeyi ve dondurma yemeyi çok seven biriydi. 25 Mayıs sabahı Ayda'nın da okula bir dersliğine uğramasıyla ilk pasta kesildi. Derin, Ayda'nın çok uğraştığı sürprizi karşısında ilkin afallasa da durumu çok hoş karşıladı. Pastadan sonra okulda olan birkaç kişi ile birlikte doğum günü geride kaldı. Aldığı hediyeyi o gün verdi. Derin, hediyeleri beğendi ve teşekkür etti. Karantina döneminden bu yana kimseye kendisi seçerek hediye almadığı için zorlanması doğaldı lakin kesinlikle değmişti. Derin, hediyelerin en iyisini hak ediyordu ve o günlerde elde etmek istediği tek şeyi başarmak için Suadiye'ye gitti.
Arkadaşlar ayarladıkları barda dört kişilik bir masa ve kimlik sorunu ile karşılaştı. İlk seçim günü kimliğini başka yere koyduğu için kimliği yanına almamıştı. Tek sorun bu değildi. Ali Arda, o dönem kimliğini gösterse dahi oraya giremeyecekti. Başka bir mekana yürümeye başladılar.
  Mekana geldiklerinde beşli yuvarlak bir masayı seçtiler ve sipariş verdiler. Sofrayı çeşitli kokteyl ve pizzalar doldurmaya başladı. Doğum günü kızı ise et yemeyi tercih etti. Gece oldukça keyifli geçti. Ayda ile birlikte pot kırmamak için yoğun bir efor sarf etseler de bir şekilde geceyi iyi yönettiler. Akıllarına gelen neredeyse her şeyi konuştular. Onun gönlünde yatan kız hariç... Konuşmak istemediğini belli etmişti. Unutmak istediğini... Seçim öncesi olduğu için Ayda, aldığı alkolün de etkisiyle siyasi şakalar yapmaya başlasa da sorun çıkmadı. O gecenin sonunda Snap avatarında göze çarpan değişiklik de bunun apaçık bir göstergesiydi. Her şeyden önemli olan ise geceden başta Derin'in keyif almasıydı. En azından onun tadını kaçıracak pek bir şey yaşanmadı. Hediyesini vermeyen arkadaşlarından hediyeleri alırken gülümsüyordu. O gülümseme istemsizce aklına lise aşkını getirdi. Bir dönem gülümsemesine bile taptığı kızı...  Gülümsemesine aşık olduğu kızı... Her şeye rağmen hoşlanmamayı başaramadığı o kızı...

   Gece bittiğinde kendini yine onu düşünürken buldu. Kâğıda duygu selinin vermiş olduğu etkiyle birlikte aklına gelen birkaç güzel söz karaladı. Her yerde onu görüyordu. Her hareketinde aklında o vardı. Gecenin yorgunluğuyla kendini yatağa bıraktı. Kendisine bir ay daha eşlik edecek bir dizi kitap ile bakıştı. Zihni çok doluydu. Arkadaşlarının yüzüne onu unuttuğunu söylemişti. Yanılmıştı, içinde hâlâ kalan o eser miktardaki sevgi kırıntıları yine kendilerini göstermeye başlamıştı. Masadaki iki erkek arkadaşının olaydan haberi olmadığı için ilişkisini çaktırmamak için şekilden şekle girdiği anları anımsadı. Kendine kızdı. Ne yapması gerektiği her zamanki gibi yine bilmiyordu, kararsızdı. Tüm bunlara belki de hiç gerek yoktu. Hiç aşık olmasa olur muydu? Gönlünü kaptırması onu daha farklı bir hale mi getirdi? Bunu zaman gösterecek diye düşündü. Zaman her şeyin ilacı...

Yanıyor KalbimWhere stories live. Discover now