ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / Kader Ortağı

548 4 0
                                    

  Ilık bir nisan akşamıydı. Sınava iki ay kalmıştı. Gece gündüz sınava hazırlanıyor, anlamadığı konuları, eksiklerini kapamaya çalışıyordu. Özel dersleri ve denemeleri onu bir hayli yoruyordu. Hayatı bunlar dışında bomboştu. Durağan bir dönemdeydi. Başına geleceklerden habersiz Spotify'ı açtı ve gözü arkadaş etkinliğine takıldı. Adını ilk kez beşinci sınıfta okuldaki televizyonlardan öğrendiği, daha geçen gün Spotify'dan eklediği Ayda'nın dinlediği şarkı karşısında ağzı açık kaldı. Linet'in Sustum parçası öyle her an dinlenecek türden bir şarkı değildi. Ayda'yı o gün seksenlerden yabancı şarkılar dinlemeyi sevdiğini bilecek kadar tanıyordu. Sustum'un sözlerini şöyle bir aklından geçirince yeni arkadaşının mazide bir şeyler yaşadığından emin oldu. Telefonunu açtı ve yılda iki yüz altmış iki bin dakika müzik dinleyen ve henüz hakkında hiçbir şey bilmediği kıza bir mesaj yazdı. O mesajın on ikinci sınıf yolculuğunun bir bölümünü değiştiren mesaj olacağından o gece haberi bile yoktu.

 - "Çok yanlış tanımışım seni."

- "YA  hahaha, Linet iyidir ama."

- "Şimdi de Orhan Gencebay, sonra Müslüm Baba... İyisindir inşallah."

Okulunun Yenisahra'da yaptığı futbol maçında tanıştıkları geceyi anımsayınca bu hâli tuhaf geldi. O gece ağzı kulaklarındaymışçasına takımı destekliyor, en yüksek sesli tezahürat yine onun tarafından geliyordu.

- "Yok şarkılar damardan giriyor be Sina... Seksenlere yatay geçiş yapıyorum."

Mesajın son bölümü ona kızın fabrika ayarlarına dönmeye başladığını düşündürse de merak ettiği o soruyu sormaya niyetliydi ve yazdı:

- "Aşk acısı mı çekiyorsun?"

Çok geçmeden beklediği yanıt geldi:

- "Var gönlümü kaptırdığım biri."

  O gece sohbetleri tam bu noktada sona erse de birkaç gün sonra tabiri caizse birbirlerini ağlatma yarışına girdiklerini mesajlaşma mesaileri başlamıştı. Birbirlerine unutulmaya yüz tutmuş lise aşklarını anlatırken ve mazideki günleri tozlu raflardaki yerlerinden bir bir çekerken sanki çocukluktan beri tanışıyorlarmış gibi hissetti. Daha haftalar önce kızın yıllığına sadece kısa birkaç satır yazabildiğini anımsayınca üzüldü ancak bu durumu bir gün telafi etmeye karar verdi. Böyle bir durumla uzun zamandır karşılaşmamıştı. Okula döndüklerinde diğer arkadaşları bu arkadaşlığın ne ara başladığını anlamakta güçlük çekiyorlardı. O dönem, ikisi her ne kadar yakın arkadaşlarının arasını yapmaya çalışsa da başarılı olamıyorlardı. Aşk öyle çöpçatanlık yaparak olacak bir iş değildi. Bu durumun farkında olsalar bile bir süre arkadaşlarını kıramadılar ancak bu çaba başarılı olamadı. Bu ilişki de tıpkı kendisinin ilişkisi gibi tek taraflıydı fakat bu sefer işler biraz daha farklıydı. Hoşlanan taraf erkek değildi. Ayda, arkadaşına görünüşünü değiştirmesi gerektiğini söyleyince bir süre yoğun bir itiraz yağmuru ile baş başa kalsa bile sonunda ısrarında başarılı olmuştu. Aşk kızın gözünü kör etmiş olacak ki ertesi günlerde saçlarının modelini değiştirdi, gözlüğünü çıkararak lens taktı. Tamamen Ayda'nın yarattığı yeni bir karakter gibi güne başladı. Bu girişim de bir süre sonra başarısız olunca herkes bu işin peşini bir süreliğine bırakmak üzere anlaştı ve bu hikaye de rafa kalktı. Yarım kaldığı için kendisinin ilişkisini hatırlatan bu ilişki, onu oldukça üzüyordu. Arkadaşını bir türlü kıza karşı bir şeyler hissetmesini sağlayamadığı için kendini suçlu hissetse de herkesin bu durumu kabullenmekten başka bir seçeneği olmadığını anladığında hayıflanmayı bıraktı. Pişmanlıklarını bir kenara bırakmaya karar verdi ve sınıfa girdi. Kendini sınav haftasının yoğunluğuna bırakırken aklı darmadağındı. Yeni hikayelere hazırlıksız yakalanmış, çaresiz hissediyordu. Bazen bu hali hoşuna gidiyor, bazen bu hale girdiği ve yıllardır hoşlandığı kıza artık açılmak için öz güvenini yitirmeye başladığını düşünüyordu. Farklı açıdan bakmanın doğru olacağına karar kıldı. Ayda hayatına girmese bu tek taraflı ilişkiyi bitirecek ve önüne bakacaktı. Ayda onun gözünü açmış, karar vermek için kısa bir süresi daha olduğunu söylemişti, sadece birkaç ay. Okul bitene kadar... Ya tamam ya devam, karar verme zamanı artık çoktan gelmiş ve geçmek üzereydi. Çok uzattığının bilincindeydi ancak kendisine de kızamıyordu, yüzlerce olayın ardından karar vermek hiç kolay değildi. Kıza yıllardır açılmak için çeşitli girişimlerde bulunmuş fakat birçoğunda başarılı olamamıştı. Kız, arkadaşı olarak hayatına girmiş ve bu durum bugünlerde dahi değişmemişti. Geçmiş senelerde gelecek hayallerini süsleyen o kız ile arkadaş olmak hoşuna gitse de bir süre sonra bu durumu ilişkiye çevirebilmenin gitgide güçleştiğini fark etmişti. Kızın bu durumdan haberi olup olmadığından yıllar geçmesine rağmen hiçbir zaman emin olamamıştı. Bir süre daha bu garip duygu durumu devam etti. İçine kurt düşürmeye başlayan ve olayların akışını tamamen değiştirecek olan o kişisel gelişim dersine kadar...

Yanıyor KalbimWhere stories live. Discover now